• victor hugo'nun tanzimat edebiyatını da çokça etkilemiş masterpiece'ı. beş cilt 2000 küsur sayfalık bu dev eser aslen jan valjean ismindeki bir sabıkalının hayat hikayesidir.
    --spoiler--
    1796 yılında fransa bir yandan devrim sonrası sancılar çekmekte, bir yandan savaşlarla boğuşmaktadır. sivil halka ağır bir ekonomik kriz ve çok vergi olarak yansıyan bu dönemde hızarcı valjean da işsizdir. bir gün, dul ve çocuklu kız kardeşine bakabilmek için fırından ekmek çalarken yakalanır. derhal hapse gönderilir, sonra birkaç defa yeğenlerine bakmak için hapisten kaçsa da her seferinde yakalanır. 5 yıl ceza aldığı halde tam 19 yılda tahliye olur. 1815'te hapisten çıktığında sabıka kaydı yüzünden kimse ona (parasıyla bile) yatacak yer ve yemek vermez. böylece sokaklarda gezerken, kendisine "rahip bienvenu'ye git kimseyi açıkta komaz o" diye bir tavsiye gelir.

    digne psikoposu bienvenu muriel adeta kanatsız bir melektir. kendi hizmetçisinin bile korktuğu valjean'ı evine alır, sofrasına konuk eder, yatak verir. ama valjean ekmek veren eli ısırır ve psikoposun antika sofra takımını alıp kaçar. yolda bir köylü çocuğunun yazı tura attığı beş kuruşu da indiragandhi eder. yakalanıp rahibin huzuruna getirildiğindeyse psikopos ondan şikayetçi olmaz, "tabakları ve gümüş şamdanı ona ben verdim namusuyla satıp geçinsin diye" der. valjean o düştüğü durumdan sonra hırsızlığa tövbe eder.

    valjean'ı 5 yıl sonra bir kasabada tüccar olarak görürüz. sahte bir kimlikle dindar ve iyiliksever biri olmuş ve helal yoldan çok para kazanmıştır. öyle ki kasabaya belediye başkanı bile olmuştur. bu dönemde çilekeş kadın fantine'e sahip çıkar. parisli bir çapkından gayrimeşru hamile kalan ve çapkın tarafından terk edilen fantine, doğurduğu kıza bakamayarak thernardier isimli birine emanet etmiş, ona düzenli para göndermektedir. parayı dişinden tırnağından arttırmaktadır, hatta perukçuya saçını kesip satmış, bir diş teknisyenine ön dişini bile çekip satmıştır. madeleine baba olarak bilinen jan valjean bu kadına hiç tereddüt etmeden yardımcı olmaya başlar.
    --spoiler--

  • --spoiler--
    öte yandan valjean'ın başı emniyet amiri javert ile derttedir. dürüst ama duygusuz bir kanun adamı olan javert, hâlen digne kırsalındaki soygun ve gasp sebebiyle aranan valjean'ın madeleine baba olduğu konusunda şüphelidir. derken bir gün başka birinin jan valjean olarak gözaltına alınması üzerine belediye başkanından helallik istemeye gider. kendisi yerine bir masumun hapse düşme ihtimaliyle dehşete düşen valjean tereddüt etmeden rahatı teper ve "tamam teslim oluyorum, valjean benim" der. bu arada fantine hastalanarak ölmüştür ve kızına hasret gitmiştir...

    jan valjean ilk fırsatta kendini ölü olarak göstererek hapisten kaçar. paraları sakladığı yerden çeker, thernardier'nin evini bulur. bakar ki bu waterloo gazisi küçük cosette'e besleme muamelesi yapmakta, 7 yaşında hizmetçi gibi çalıştırmaktadır. hemen kızı kapar ve paris'te bir manastırda çalışan bir bağlantısının yanına sığınırlar...

    tüm bu esnada fransa'da köklü değişiklikler olmuştur. devrimden sonraki anarşi yıllarının ardından kendini imparator ilan eden general napolyon 1815'te devrilmiş, viyana kongresi kararları gereğince fransa'da (1793'te giyotinde kellesini bırakan 16. louis'nin kardeşleri) 18. louis ve 10. charles restorasyon kralları olmuşlardır. ancak 1789'da bile dar gelen elbise zaman içinde iyice kilo alan burjuva sınıfına hepten dardır. eski ayrıcalıklarını kaybeden burjuvazi 1830 temmuzunda tekrar isyan ederek 10. charles'ı devirir. ancak devrimciler doğrudan avrupa devletlerini karşılarına almamak için, bourbon hanedanının orleans kolundan louis philippe'i kral ilan etmekle yetinirler. yine de jakobenler bu işten memnun olmamıştır...
    --spoiler--

  • --spoiler--
    1830'da başa geçen temmuz monarşisi jakobenleri tatmin etmemiştir. nitekim 1832 yılı geldiğinde hâlen bazı gruplar 1793'ü tekrara çalışmaktadır. bunlardan birine mensup olan marius, artık bir genç kız olmuş olan cosette'in sevgilisidir. bir kontesle napolyon'un baron yaptığı bir subayın çocuğu olan marius hukuk okumuştur. uzaktan görüp beğendiği cosette ile düzeyli bir ilişkileri vardır. sahte kimlikle yaşayan müstakbel kayınpeder valjean ise kim olduğunu bu çocuğa söylememiş ve kendisinden pek hazetmemiştir. zaten ölmediğine inanan javert yine peşindedir. üstelik bu kez, zamanında cosette'i besleme eden ve şimdi paris'te bir gasp çetesinin başındaki thernardier ailesi de devreye girmiştir.

    derken 5-6 haziran 1832'de ayak takımı tekrar ayaklanır. paris sokaklarında, barikatlarda kanlı çatışmalar yaşanır. marius ve jan valjean da barikatlarda savaşırlar. derken marius'un arkadaşları, aralarına sokulmaya çalışan dedektif javert'i yakalar. onu öldürme görevini valjean üstlenir. daha doğrusu havaya ateş ettikten sonra onu serbest bırakır. hayatında ilk defa bir suçludan iyilik gören javert tornavida yemiş gibi olur. minnet duyguları göreviyle çelişince de kendini köprüden aşağı atar...

    öte yandan isyan bastırılmış, marius ağır yaralanmıştır. valjean marius'u çatışmalardan kaçırarak, lağımdan geçirerek kendisiyle küs olan büyükbabasına ulaştırır, son nefesini evinde versin diyerek... mucizevi olarak marius iyileşir. daha önce cosette'i istemesini istediğinde küfreden dedesi, onu kaybetme korkusuyla "istediğin kızı alacağım oğlum" der. böylece jan valjean kızını marius'a verir.

    yine de valjean, her ne kadar kendisini arayan tek kişi de artık ölmüş olsa bile bir kaçaktır. bu yüzden damadına her şeyi anlatır, "kızım seninle mutlu ama beni soylular kabul etmez, bir daha görüşmeyelim", "cosette'e de "artık bana baba deme" diyerek evden ayrılır. paris varoşlarındaki evine dönerek misyonunu tamamlamanın iç huzuruyla eceli beklemeye koyulur, nitekim kısa süre içinde hastalanır. marius ondan korkmuştur ya, thernardier'in ortaya çıkıp "bana biraz para ver sana senin kayınpederin başka sırlarını da satayım" demesiyle işler değişir. satacağı sır (diğer konuları jan anlatmıştır çünkü), kayınpederin sırtında bir cesetle çatışma günü sokaklarda yürüdüğüdür. o anda marius o ölü dediğinin kendisi olduğunu, hayatını kurtaranın kim olduğunu anlayınca thernardier'e biraz para verip "seni polise vermeden defol, ben baronesle kayınpedere gidiyorum" der.

    cosette ile marius evine geldiklerinde jan artık son anlarını yaşamaktadır. kızını yanında gördüğüne sevinir, vasiyetini verir ve başucundaki psikopostan kalma şamdanları onlara emanet eder. sonra huzur içinde gözlerini kapatır...
    --spoiler--