• türk edebiyat'nın en önemli isimlerinden biri olan sabahattin ali'nin bana göre en başarısız eseri.
    kitabı okurken matbu hatalardan kaynaklanmayacak çok ciddi dil sorunlarıyla karşılaşmıştım.
    ayrıca konu olarak -klasik- sürekli haksızlığa uğrayan, sürekli acı çeken, mutsuz olan kişi 'ajitasyonuyla' türk edebiyatı için pek yenilikçi bir eser de sayılmaz. buna rağmen kasaba insanının sosyo-ekonomik durumunu büyük bir başarıyla anlattığını söyleyebiliriz.

    yaşar kemal, fakir baykurt, samim kocagöz, ilhan tarus.... gibi yazarları derinden etkileyen sabahattin ali'nin, kuyucaklı yusuf romanını, kendisinden sonra gelen 'toplumcu gerçekçi yazarlar'ın örnek aldıkları ve yapılan söyleşilerde, türk edebiyatı'nın en başarılı 100 romanının içinde gösterdikleri de bilinen bir gerçektir.

  • sabahattin ali'nin çocukluğunun büyük kısmını geçirdiği edremit'i anlatır. anlatılan dönemde halk henüz sahilleri satarak ya da kazdağlarını turizme açarak zengin olmamıştır, edremit periferinin zeytinyağı işleme merkezi ve pazarıdır, buradan dolayı kaza olmuştur. ve civarın ayvalık'a kadar tek büyük yerleşimidir, bugünün turistik beldeleri altınoluk, altınkum, güre hep dağ köyleridir, kıyı şeridiyse akçay iskelesi haricinde bomboştur. burhaniye ve havran bile edremit'in beldeleridir.

    edremit içinde sabahattin ali'nin oturduğu söylenen bir ev yakın zamanda restore edilerek müzeye çevrildi ama gerçekten o evde yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. yine de dediğimiz gibi edremit'te geçirdiği yıllar çoğu eserine girmiştir. kürk mantolu madonna'nın raif'i edremit havranlıdır örneğin, içimizdeki şeytan'ın ömer'i sabahattin ali gibi balıkesir lisesi mezunudur. keza yörenin iki meşhur halk hikâyesini de (sarıkız ve hasan boğuldu) derleyip yazıya geçiren yine sabahattin ali'dir.