• luc ferry transhümanist devrim adlı kitabında şöyle bir soru soruyor: "yakınlarımıza duyduğumuz sevgiden, gelecekte çocuklarımızın mutluluğu endişesiyle ya da acı çekenlere duyduğumuz merhamet nedeniyle " ilerleme" yönünden gitmiyor muyuz?"

    bu cümle bana duygudaşlık ahlakı ve karşılıklı bağımlılık hipotezini hatırlattı. (bkz: karşılıklı bağımlılık hipotezi nedir?) (bkz: duygudaşlık ahlakı nedir?)

    ahlak insanlara bir hedef verebildiği ölçüde kendini var edebiliyor. bu hedef de ancak insanlara yardımcı olarak meşrulaştırılabiliyor. o halde john rawls'ın fark ilkesi transhümanist proje içinde denenebilir mi? transhümanizme serbestiyet sadece an dezavantajlı olanın lehine çalıştığı sürece tanınabilir mi? buna daha sonra tekrar dönmeyi deneyeceğim.

    önemli olan eğer ferry'nin sorduğu gibi merhamet bizi ilerleme yönünde yürütüyorsa aslında bu merhameti sezgisel olarak kavrayıp geçmek yerine aydınlatarak, ilerlemenin de ne olduğuna dair daha sağlam çıkarımlar yapabiliriz.

    ilerlemenin adalet denen konsept ile bağlantısı koparılırsa işlerin nereye kadar tırmanabileceğini kimse bilmiyor. hoşumuza gidecek anlamıyla ilerleme ise orta uzun vadede makinaların adalet uğruna çalıştıklarından emin olduğumuzda gerçekleşecek gibi görünüyor.