• uzun uzadıya yazılacak bir başlık. ama cık. yok bugün bende o heves, o arzu, o iştiyak.
    şöyle ucundan kıyısından bir açıklayalım, sonra dileyen istediği kadar yazsın.
    şimdi efendim, gogol, bildiğiniz üzere rus edebiyatına yöne veren yazarlardan biri. bunu özellikle nasıl yapmış? yukarıdaki başlık cümlesinden de anlaşılacağı üzere 'palto' adlı öyküsüyle. (bu öykü de ayrı bir başlık açılarak incelenmeli, yorumlanmalı.)
    bu öyküde o güne değin alışılmışın dışında bir karaktere hayat veriyor gogol. sıpsıradan bir insana ait, o sıradan insanın sıradan heveslerine dair hem komik hem acıklı bir öykü bu. bu öykü kendisinden sonra gelenlere ışık oluyor, rehber oluyor bir nevi.
    peki başlığa konu olan sözü kim söylemiş?
    o konuda da pek çok spekülasyon var.
    kimileri bu sözü (bkz: dostoyevski)'te atfederken, kimileri de başka isimler veriyor. mesela, h. e. bates bunun gorki'nin bir sözü olduğunu iddia ederken, kimileri de turgenev'e ait olduğunu, çünkü dostoyevski'nin değil ama turgenev'in gerçek bir gogol hayranı olduğunu iddia ediyor.
    kim söylediyse söylesin, önemli olan böyle bir sözün söylenmiş olması.

    bu sözü bizim edebiyatımızla bağdaştırırsak, elbette, taaa, cumhuriyetin ilk yıllarında yayımlanan hasan ali yücel dönemi dünya klasikleri çevirilerinden itibaren gogol'la tanışan tüm türk yazarlarının da gogol'un paltosundan çıktıklarını* söyleyebiliriz. ama çok önemli iki ekleme yaparak:
    bunlardan birincisi batı'ya her anlamda yüzümüzü döndüğümüz 'tanzimat' yıllarında çalakalem de olsa yazdığı yüzlerce öyküyle 'batılı' anlamda öykücülüğümüzü başlatan ahmed midhat efendi ise, ötekisi de günümüz yazarları da dahil olmak üzere, edebiyatımızda yazarlarımızı en çok etkileyen yazar olma ünvanını taşıyan sait faik'tir.

  • modern türk şiiri de orhan veli'nin düştüğü çukurdan çıkmıştır diyebilir miyiz diye bana düşündüren cümledir.