• john rawls'ın a theory of justice (bir adalet teorisi) adlı kitabında geçen önemli bir kavramdır. bu kavram, insanların farklı ahlaki, siyasi ve toplumsal görüşlerini bir araya getirerek, kendi ahlaki ve siyasi ilkelerini belirleme sürecini ifade etmektedir.

    düşünsel denge, bireylerin ahlaki ve siyasi ilkeleri oluştururken, bireysel deneyimleri, düşünceleri ve ahlaki değerleri ile daha genel toplumsal değerleri ve normları bir araya getirerek, bir denge noktası oluşturmalarını ifade eder. bu denge noktası, bireylerin ahlaki ve siyasi ilkelerini belirleme sürecinde bir rehber olarak kullanılabilir.

    rawls'a göre, insanların düşünsel dengeye ulaşmak için üç adımdan oluşan bir yöntem izlemeleri gerekmektedir:

    1- bireysel ahlaki ve siyasi değerlerin belirlenmesi
    2- genel toplumsal norm ve değerlerin belirlenmesi
    3- bireysel ve genel norm ve değerlerin bir araya getirilerek, ahlaki ve siyasi ilkelerin belirlenmesi

    bu süreçte, bireylerin kendi ahlaki ve siyasi ilkelerini belirlerken, genel toplumsal değerleri ve normları da göz önünde bulundurmaları gerektiği savunulur. bu şekilde, bireylerin ahlaki ve siyasi ilkeleri, toplumsal değerlerle uyumlu hale getirilebilir ve bir düşünsel denge noktasına ulaşılabilir.

    rawls'ın cümlesiyle "adalet ilkeleriyle ilgili koşullar ya da apaçık öncüllerden bir adalet kavrayışı türetilemez. tersine bu kavrayışın haklılığı, birçok değerlendirme tarafından desteklenmesine, her şeyin tek bir tutarlı görüş içine oturtulmasına bağlıdır." rawls'ın düşünsel denge dediği şey işte bu işte bu tutarlı görüş halindeki adalet anlayışıdır.