• 30-efes
    i-bremen 1827 yüksek alkollü
    50cl %7 tenekesini 50 tl'ye aldım.

    valla tekeldeki tüm biraları denedim sayılır geriye 3 bira kaldı (sol, marmara gold, skol) ama bremenin tadı ayrı ya.

    lezzetli bir bira değil ama bu fiyata gerçekten nimet en sevdiğim ilk 7-8 biraya koyarım.

    yüksek alkollü biralar arasında (duvel falan değil kamyoncu biralarından bahsediyorum) bence en güzeli ne amsterdam gibi şerbet değil (ki 1 tanesini bile çakır yaptı beni), ne efes gibi acı; ne de tuborg gibi vasat değil.

    çok hafif bir tadı var çok beğendim, yüksek alkollü tercihim değil ama alacak olursam tercihim bu olur.

  • 31-tuborg
    g-tuborg frederik brown ale
    35 cl %5.8 alkollü şişesini 50 tl'ye aldım.

    öncelikle tuborg, umarım hep böyle lezzetli şeyler üretmeye devam edersin.

    bence frederik serisinden denediklerim arasından en başarılısı yakima ipa (marzen lager'i denemedim onu da yarın falan denerim) ama bu demek değilki diğerleri kötü.
    hafif acımsı ve tuzlu bir tadı var, asit oranı düşük köpüğü ise başarılı.
    rengi falan çok güzel. karizmatik bir bira hahah.

    bir daha alır mıyım? yakima ipa birinci tercihim olur bunu da sıkıldıkça içerim.

  • 32-tuborg
    ğ-tuborg frederik india pale ale
    35 cl %5.2 alkollü şişesini 50 tl'ye aldım.

    öf ki ne öf köpüğü adeta ekmek gibi, denediğim biralar arasından guinnesle birlikte en lezzetli ve güzel köpüğe sahip bira.

    yakima ipa gibi tropik aromalara çok sahip değil, daha duru/düz bir bira. ama çok lezzetli, serinin bence en lezzetli 2. birası.

    yakima ipa ile birlikte sık sık alırım. yakima'nın tersine iyi bir yemek eşlikçisi (yakima tat olarak daha aromatik olduğundan çerez/meze/yemek olmadan içmek daha zevkli)

    bir daha alır mıyım? bira tabağı yapacağım zaman ilk tercihlerimden biri olur, onun dışında keyif yaparken de tercih ederim ama arkadaş ortamında falan pek tercih etmem.

  • 33-tuborg
    h-skol

    bir otel birası, kötü gün dostu, tasarımlı şişelere tepki olarak üretilmiş "bizi bilen bilir" mottosuyla satış yapan litrelik plastik skol.
    %4.6 alkollü 1 litresi 70 tl.

    tat olarak bence bu fiyattaki biralardan iyi olanlardan denebilir.
    bremen gibi tatsız değil. şerbetçiotu aroması hafiften geliyor. içilebilir bir bira.
    köpüğü hiç yok, asidi normal.
    bir daha alır mıyım? bazen alırım.

  • 34-tuborg
    ı-tuborg frederik marzen lager
    35 cl %5.7 alkollü şişesini 55 tl'ye aldım.

    etiketin arkasında "marz almanca mart demektir, biz de mart hasadı şerbetçiotlarımızı ekim ayına özel olarak hazırlıyoruz, elinizdeki bu bira oktoberfest'e özel üretilmiştir." tarzı bir yazı yazıyor.

    ve ben de bu yüzden en sevdiğim ikinci ayı, ekimi böylesine mükemmel bir birayla noktalamak istedim. muhtemelen ekim ayındaki son içkim olacak. ciğerler temizlensin biraz, zor ama başaracağım hahah.

    neyse tıraşı kesersek;
    yoğun ve lezzetli bir köpüğü var. asitli ancak çok asitli diyemem. alkolü tam ideal seviyede çok iyi ayarlanmış.
    karamel tadı kendini hissettiriyor, şerbetçiotu tadı da damağa vuruyor.
    acılığı ideal seviyede.

    tuborg frederik serisi öylesine mükemmel bir seri ki bu bira o kadar lezzetli olmasına rağmen seride en az beğendiğim oldu, veya daha doğru bir deyişle seri içinde en beğendiğim dördüncü bira oldu.
    (henüz tuborg frederik wheat ipa'yı deneyemedim)

    sanırım entrymi "bir daha alır mıyım?" sorusuyla bitirmeme gerek yok.

    edit: ekim ayındaki son biram olmadı:)

  • 35-grimbergen
    a-grimbergen blonde

    ardet nec consumitur mottolu bira: "yan ama tükenme (veya) yok olma". üretildiği manastırın son dokuz asır içinde her yangından sonra tekrar kurulmasını ifade eden bu sözü içki içme adabına bir gönderme olarak almak da mümkün. kaynak
    not: zaten direkt bu entry'den kopyaladım.

    bir belçika birası %6.7 alkolü var, 33 cl şişesini 60 tl'ye aldım. belçika birası ancak elimdeki şişe polonya'da üretilmiş tuborg da türkiye'ye getirmiş.
    içeriğinde glikoz şurubu var bu arada bilginize.
    günümüze taaa 1128'den gelmiş.

    neyse tadıma gelecek olursak:
    çabuk sönen ama ekmeksi ve bayağı yoğun bir köpüğü var.
    gazlı bir bira değil çok hafif dilde karıncalanma yapıyor o kadar.
    bardağa ilk koyduğumda gayet açık renkliyken 1-2 dakika sonra koyulaştı.
    tada gelecek olursak:
    hani zeytinyağından biraz tadarsın da değişik bir tat bırakır ya, aynı o tadı bende hissettirdi;
    pas ve yağ tadı.
    tatlı bir bira, içeriğinde zaten karamel aroma vericisi var. ancak ben pek karamel tadı alamadım.
    alkolü yüksek olmasına rağmen rahatsız etmiyor. hafif bir içimi var.
    ilk yudumda tat olarak yadırganabilir hatta benim dediğim gibi ''bu ne lan buna mı para verdik o kadar off...'' denebilir ancak 2. 3. yudumdan sonra gayet lezzetli gelmeye başlayacaktır.
    başta hafif olup dibe doğru gittikçe yoğunlaşan bir karanfil tadı da aldım ben ayrıca.
    ayrıca içtikçe dili uyuşturuyor. (evet bir şişesi bile dili uyuştuyor.)
    şerbetçiotu tadı hiç gelmedi diyebilirim.

    bir daha alır mıyım?
    tat olarak fena değil yazın güzel gidebilir ancak ben pek fazla tercih etmem o yüzden almam.

  • 35-tuborg
    j-tuborg winter time (bu seneninki)

    sanırsam 50 tl'ye 50cl %5.4 alkollü şişesini satın aldım.
    öncelikle geçen seneye göre daha lezzetli geldi bana ancak halen daha içinde tadını almak istediğim kış rahiyaları yok.
    tat olarak biraz sert diyebilirim aslında. şerbetçiotu tadı malta göre daha baskın. çok gazlı değil köpüğüyse çok lezzetli. tuborg bu köpük işinden anlıyor.
    ancak alkol tadı fazla belirgin bu benim için eksi bir puan.
    kısaca çok bir numarası yok her sene bir kere alınacak sözde kış birası işte.

  • 36-efes
    ı-efes winter brew

    yeni yıl yeni birayla açılış yaptım akşam. kapanış da pek bi güzel oldu.
    50 cl tenekesi 48 tl olması lazım.
    %5.2 alkolü olan bir vienna lager kendisi.
    tat olarak şerbetçiotundan ziyade malt tadı baskın.
    köpüğü çok güzel olmuş. ekmeksi ve lezzetli ayrıca kalıcı da sayılır.
    ama pek bir gövdesi yok gibi geldi bana.
    içerken sanki ağzıma içindekiler ayrışmış da öyle içiyormuşum gibi geldi.
    neyse bence pek güzel olmamış bir daha almam.

    not: bayağıdır tadım notu yazmıyordum yazarken zorlandım.

  • 37-duvel
    a- klasik duvel

    33 cl %8.5 alkollü şişesini bugün 100 tl'ye aldım.

    bir geyik veya gerçek vardır bilir misiniz bilmem:
    "abi belçikalılar türkiye'ye gelip tombul efese alıştılar mı başka bira içemiyolarmış"
    bence bu gerçek olmasa bile büyük oranda doğru olabilir hakikaten belçikalılar efes'i seviyor. misal: dries mertens.

    ama bu önermeyi doğru yapan asıl şey bence belçikalıların leş gibi biralar tüketmeleri.
    yanılmıyorsam 3-4 kadar belçika birası denedim. benimki tabi kumda deniz tüm belçika biralarını 3-4 taneye indirgemek doğru olmaz, ancak denediklerim en çok tüketilen belçika biraları olarak genel olarak kötüydü veya biraya benzer değildi. ancak tat olarak güzeldi.

    ve duvel her ne kadar aynı klasman sayılmasa da efes'e şükrettirecek nitelikte.

    tat olarak acayip şekerli, amsterdam'dan bile fazla vuruyor, alkol tadı çok baskın değil. bu iyi bir şey. asitliliği falan türkiyelilerin seveceği tarzda, tuborg-carlsberg ayarında.

    bir daha alır mıyım?
    asla almam, ne içimi keyifli ne tadı güzel.

    üzgünüm belçikalılar:(

  • 38-bomonti
    b-bomonti filtresiz buğday
    %5 alkollü 50cl şişesini 85 tl'ye aldım.

    bomonti filtresiz'i hiç sevmeyen biri olarak bunu beğendim. buğday biraları içinde yer edinebilecek bir seviyede.
    asitsiz ve gövdesiz ancak özellikle şişe dibine doğru artan meyve notaları çok hoş.
    mideyi rahatsız etmeden tatlı tatlı içilebilecek bir bira.
    ancak hem fiyatından dolayı hem de gövdesiz ve asitsiz olmasından mütevellit çok fazla tercih etmem.