• apollon zeus ile bir titan olan leto'nun oğludur. zeus hera'yı leto ile aldatır. bunun üzerine hera gün ışığının ulaştığın hiçbir yerin doğacak çocukları kabul etmemesini buyurur. bunun üzerine doğurmak üzere olan leto sancılar içinde doğuracak bir yer arar.

    antik dünyada delos ve ortygia adaları dışında hiçbir yer heranın lanetinden vareste değildir. bu sebeple bu adalar leto'ya kucak açar. apollon bu şartlar altında delos'ta doğar. kardeşi artemis ise ortygia adasında. mini veri leto delos'ta ilk doğumunu gerçekleştirmeden önce 32 yer tarafından reddedilmiştir.

    doğum ise ayrı bir hikayedir. leto, delos'ta dokuz gün boyunca doğum yapmayı başaramaz. hera hariç tüm tanrılar yardıma koşsa dahi doğum olmaz. iris bu süreçte hera'nın ebe kızı eileithyia'yı yardıma çağırmak ister ancak hera izin vermez. sonrasında ise iris hera'yı dokuz metrelik kehribar ve altın bir gerdanlık karşısında ikna etmeyi başarır ve eileithyia hera'nın izniyle doğum yerine ulaşarak apollon'un doğumunu gerçekleştirir.

    bu arada hera ikna olmuş olmasına rağmen şirretliğinden ödün vermez. apollon ve artemis'in doğumunda bir kaç gün sonra gigant tityus'u topraktan çıkarıp leto'ya tecavüz etmesi için yollar. artemis ile apollon bu tityus'u oklarla kevgire çevirirler. sonra da nihayet zeus devreye girip bu yaratığı ait olduğu toprak altına sonsuza kadar orada kalmak üzere gönderir.

    apollon, olimpos dağına ailesi yanına katılmaya gittiğinde kendini göstermek için ozanlık yapar. zeus dahil dinleyen tüm tanrılar ona hayran kalırlar. ozanlar, erkek merkezli geleneksel grek aristokrat kültürünün taşıyısısıydılar. aristoi denilen grek elitler, "ozan" apollın'a kendi öz imgelerini yansıtmışlar ve onu kendi tanrıları olarak benimsemişlerdir.

    apollon okçudur ancak lir çalma hikayeleri de son derece meşhurdur. örneğin bir hikayede satyr marsyas apollon'un lirinie meydan okur. kazanan kaybedene istediğini yapacaktır. apollon zorlanmadan kazanır ve marsyas'ın derisini yüzdürür. apollon küstahlığa karşı acımasız görünüyor, güzel.

    apollon'u bilmek demek doğal olarak delphoi tapınağını da bilmek demektir. apollon geleceği görür, kaderlerden haberdardır. onları değiştiremez ancak onları aktarabilir. böylece kendisine bu yeteneği kullanması için bir tapınak alanı bakmaya başlar. buralarda gelişen pek çok olay var onlara girmeyeceğim. sonunda delphoi adası'nda karar kılar. ancak bu ada ıssız ve verimsizdir bu yüzden kendisine rahip lazımdır. bir gemiye yunus kılığında atlar. gemiciler için bu uğursuzluk demektir. sonra geminin dümenine geçer ve denizcilerin korku dolu bakışları arasında gemiyi delphoi adasına götürür. sonrasında ise yakışıklı bir adama dönüşerek durumu anlatır. delphoi adasının isminin de yunus anlamına gelen delphis kelimesinden türetildiği düşünülmektedir.

    apollon'un bir diğer özelliği kadınlar konusundaki başarısızlığıdır. bunun da sebebi kadınların taleplerini, kendi talepleri yerine gelmeden karşılamasıdır. (bkz: modern erkekteki apollon sendromu) örneğin kassandra'ya aşık olur. kassandra geleceği görme becerisi karşısında apollon ile aşk yapacağını söyler. apollon kabul eder ancak kassandra sözünden cayar. apollon da ceza olarak yeteneği geri almak ama kimsenin ona inanmamasını sağlar. böylece kassandra olacakları her zaman görecektir ancak kimse ona inanmayacaktır. troya'nın düşeceğini de söyler, atı almayalım der ama kimse inanmaz. kendisi de sonra agamennon'a esir düşer ve orada ölür zaten.

    ikinci kadın vakası kumaili sibyl ile ilgilidir. bu sefer pazarlık uzun ömür için yapılır. apollon kabul eder. sibyl sözünden cayar. apollon da onu uzun yaşama ancak normal yaşlanmaya mahkum eder. sibyl bir kaç on yıl içinde ölmek için yalvarmaya başlar.

    elbet bir de daphne olayı var. burada apolloın gemi iyice azıya almıştır. gencecik kızı resmen dağ bayır kovalamaya başlar. daphne kaçamayacağını anlayaınca tanrılara yalvararak bir ağaca çevrilmek ister. bu olay üzerine defne apollon'un kutsal ağacı olur ve apollon ile ilişkilendiren yüksek sanat dallarında başarı gösterenlerin başına defne yaprağından taçlar takılır. ürpertici bir hikaye.

    apollon aynı zamanda şifadan sorumludur. hamile bıraktığı ölümlü kadından grek tıbbının ve doktorların babası olan asklepios doğar. ancak hamile kadın apollon'dan hamileyken başka bir erkekle de birlikte olur. bunun üzerine apollon gelip kadını öldürür ancak pişman olur ve bebeğin hayatta kalmasını sağlar ve ona iyileştime gücü verir. sonra da onu tıp sanatından en iyi anlayan kentaur khiron'un yanına verir. khiron'dan her şeyi öğrenen asklepios isa gibi ölüleri bile diriltecek kadar yetenekli bir doktor olur. bir asanın etrafındaki yılanlarla temsil edilir ki bugün dahi eczacıların sembolünün yılan olması bu olayla bağlantılıdır.

    son bir veri olarak apollon'un çok tanrılı dinlerdeki şaman rolünün tanrılaşmış hali olduğu yorumları yapılmaktdır. şaman geleceği görür, şaman hastaları iyi eder, şaman sanattan anlar. bu özellikler doğrudan apollon'a geçmiştir. bu becerilere sahip olan apollon aynı zamanda barbarların tanrılarına karşı aklın yolunu da temsil eder. nietzsche'de göreceğimiz apollon dionysos karşıtlığı da bu yorum üzerine inşa edilmiştir. apollon genç grek aristoi'lerinin dinamikliğini ve bilgeliğini simgeliyordu. olympia'dakli zeus tapınağında apollon sakalsız, büyük bir sükunet ve cesaretle kolunu kaldırmış kentaurlara karşı grek kadınlarını korurken resmedilmiştir.

    kaynak
    powell b., klasik mitoloji, çev.sinan okan çavuş, bilge kültür sanat, 2018, istanbul.s.184-202