• 2005 yapımı bu filmin en enteresan tarafı beş yönetmenle çekilmiş olması mı, türkiye'de pek görülmedik şekilde pulp fiction'vari bir kurguya sahip olması mı, masalları günümüze uyarlaması mı, yapısöküme uğratması mı (prensesler travesti yahut torbacı, prensler amele, cüceler dişi oluyor) bilmiyorum. ama iyi bir castla çekilmiş enteresan bir filmdir, ümit ünal, kudret sabancı, selim demirdelen, yücel yolcu ve ömür atay çekmiştir.

    --spoiler--
    ünlü bir mafya babası olan ihsan baykal* öldürülür. kameralar önünde karısı hürrem* ile kızı idil* birbirlerine girerler. üvey anne hürrem idil'in de öldürülmesini emreder. avcının* elinden kaçmayı başaran idil bir cücenin yanına sığınır. yedi abisi tarafından dışlanmış olan cüce kadın böylece orman köyünden kovulmuştur...

    aynı restoranda bir hemşerisini aramaya gelen ve doğru dürüst türkçe bile konuşamayan musa, çatışma başlayınca zaten kendisiyle pek ilgilenmeyen hemşerisini bırakarak kaçar. gidecek yeri yoktur, ekmek çalmak için büyük bir köşke girer. köşkte tek başına yaşayan deli kadın*, paşa dedesine çok benzettiği amele musa'yı "ah paşam hoşgeldiniz" diye karşılar. hayaletlere inanan deli saliha, erkek kardeşinin tüm zorlamalarına rağmen köşkü sattırmamakta ve köşkten çıkmamakta, uykularının arasında uyandırmaya gelecek beyaz atlı prensi beklemektedir. gelen de yersiz yurtsuz bir kürttür işte.

    suikasttan dakikalar önce ihsan babayla görüşen eski kırığı mimi* evine döndüğünde komşusu muhabbet tellalı recep'in* hayat kadını banu'yu dövdüğünü görür, banu'yu evine alır. aslen transeksüel olan banu bir ayakkabıcı çırağına* aşık olmuştur; kaçmak için de o gece sözleşmişlerdir. nitekim mimi'yle beraber randevu yerine giderler, ama randevulaştıkları halde çırak gelmez, bir trafik kazasında ölmüştür...

    babanın adamlarından rafet'in* kırmızı başlıklı kırığı melek hapisten çıkmıştır. artık her şeyi geride bırakarak almanya'ya dönme meraklısı olan melek, rafet'in emriyle kürtajlanmış kızını alter ego olarak büyütmüştür. şimdi yanında sadece hayali kızı, peşindeyse hem kendisine dönmesini bekleyen rafet hem de mafyanın omerta yasasını çiğnemesini bekleyip konuşturmaya çalışan kurt gazeteci* vardır.

    ve o gece babanın öldürülmesi, meyhanede fasıl yapmak üzere anlaştığı saz heyetinin de işinin iptal olmasına neden olur. saz heyetinden hilmi* evine geldiğinde, genç ve güzel karısını* başka bir adamla basar. cinnet geçirir ama karşısındakileri asıp kesmez, klarnetini alarak evden çıkar, sabaha kadar sokaklarda içer, gün ağarırken bağırmaya başlar: "uyanın, uyanın millet! burası bize göre değil, bambaşka bir memlekete gidiyoruz. orada kadınlar daha başka, aşklar başka, dostlar başka; her şey biraz daha iyi, daha adam gibi. uyanın! gidiyoruz buralardan. sen tek başına kal, bomboş kal istanbul. götürüyorum herkesi! uyan istanbul orospusu, uyan! senin masallarına kandık, hayatımızı yedik be. uyan! herkes de uyansın masal bitti!" ve melek'in kızı, mimi'yle banu, kürt musa, pamuk prenses ve cüce fareli köyün kavalcısının peşine takılmış çocuklar gibi klarnet çalan hilmi'nin peşine takılarak gözden kaybolur...
    --spoiler--

  • masalları ve istanbul'u hâlâ sevenler için nefis bir film.

  • hikayeler sarmali guzel filmlerden biridir.