• 1960'larda ve 1970'lerde öne çıkmış, 68 hareketi olarak bilinen sosyal hareketi doğuran, düşünce ve siyaset akımıdır.

    ellili yılların sonunda ortaya çıkan yeni sol, kapitalist devletlerin sistematik yapısı ile komünist devletlerin bürokratik buhranları arasında üçüncü bir alternatif olarak yer almaya çabalamıştır. bu çabalar, liberter sosyalizmin kimi formlarının yeniden yorumlanmasını ve geliştirilmesini de beraberinde getirmiştir.

    özellikle marksist ve leninist partilerin işçilere hitap etmede karşılaştığı güçlükler ve yetersizlikler, batı avrupa'daki sosyalist partilerin de parlamenter düzlemde kendilerine yer bulamayışı, bu dönemde solun belirgin sıkıntılarının tezahürleridir.

    kıta avrupasında bunlar olurken; soğuk savaş'ın ve nükleer silahlanmanıın getirdiği korku ve gelecek endişesi, dünyanın bambaşka yerlerinde sürdürülen vekalet savaşlarında verilen kayıplar*, bilhassa britanya ve birleşik devletler'deki pek çok genci radikalleştiriyordu.

    solda meydana gelen kültürel düzeydeki değişim ve dönüşüm hareketinin öncü aktörlerinden biri charles wright mills olur. bu amerikalı sosyolog, "yeni sol" kavramını popülerleştiren adamdır. hegemonya karşıtlığını aktivist bir anlayışla vaaz etmeye başlar; öğretmenlere ve akademisyenlere sisteme direnme çağrısı yapar, onları isyana davet eder.

    yine bu dönemde, marksist wilhelm reich'ın çalışmalarının yeniden keşfi de yeni sol hareketinin düşün dünyasını besler. "bir sonraki siyasal devrime cinsel devrimin de eşlik etmesi gerektiği" görüşü büyük yankı uyandırmıştır. bu yankıları dinleyen bazı hareketler de; "kültürün erotikleştirilmesi" gerektiğini savunmuştur. (bkz: hippilik)

    1960'larda tüm bu gelişmelere ve hareketin kültürel ve felsefi arka planını doldurma çabalarına karşın yeni sol'un ideolojik belirsizliği sürmüştür. liberal ve marksist görüşün toplumlara ekonomik ve siyasal çıkmazlarda yol göstericilik rolü giderek bulanıklaşmaya başlarken, yeni sol kendini daha ciddi bir şekilde tanımlamaya ve araçsallığını ispata çalışır.

    karşılıklı yardımlaşma, katılımcı demokrasi ve merkezsizlik temel ilkler olarak savunulur ve neye itiraz edildiği sıralanır; hiyerarşi ve hakimiyet, aile ve cinsellik açısından açığa çıkmış baskıcı doğa, merkezileşme ve bürokratik devlet yapısı.

    her türlü dogmanın ve kalıplaşmış ahlaki normların karşısında durduğunu iddia eden bu hareket içinde ; her daim bireyin kendisinin ve haklarının ön planda tutulması gerektiğini, kişinin kendi hayatlarını ve kaderlerini belirlemesinin lüzumuna inanılır. siyahlar, kadınlar, öğrenciler devrimci potansiyele sahip kesimler olarak görülür. (çok şahsi kanaat: yeni sol'un -özellikle amerikan toplumuna- yaptığı katkıların belki en anlamlısı, ırk ve cinsiyet eşitliğine dair olandır)

    hülasa: eski sol gibi, yeni sol da sistem eleştirileri ve reddiyelerde hayli başarılıdır. ancak, eleştirdiği sisteme fonksiyonel bir alternatif üretememiştir. bana kalırsa bu hareketin iktisasdi kavrayışındaki zaaf; herhangi bir devletin veya toplumun idaresi halinde büyük tehlikeler yaratabilecek kadar fazladır.

    belki de bu yüzden; geniş kesimleri kapsayamamış ve etki alanını; radikalleşmiş gençlik kesimleriyle sınırlı tutmuştur.


    kaynak:
    nigel young(1977), an ınfantile disorder: the crises and decline of the new left, routledge & kegan paul
    carl oglesby(1969), "the ıdea of the new left", the new left reader, grove press, new york, s.15