• ilhan inan'ın "bir felsefe feneri: vehbi hacıkadiroğlu" adlı kitapta vehbi hocaya ithaf ettiği makaledir.

    özet kısmı aşağıdadır

    "türkçede "yanlış bilgi" ifadesinin sıklıkla kullanılıyor olmasını felsefi açıdan nasıl açıklamalıyız? görünen o ki, bu ifadeyi kullanan, biri doğru diğeri de yanlış olan iki tür bilgi olduğunu kabul etmiş oluyor. ancak bilginin yanlış olabileceği görüşü iki bin beş yüz yıldır felsefecilerin, bir iki istisna dışında, neredeyse hepsinin reddettiği bir görüş: bilmek için bilinenin doğru olması gerekir, bilgi, hiçbir koşulda yanlış olamaz. sorun, gündelik ve felsefi dilde bu ifadeyi kullanıyor olmamızın yaygın kabul gören bir görüş- le çelişiyor gibi görünmesinden kaynaklanmıyor yalnızca.

    "yanlış biliyor" dediğimiz biri için, bazı durumlarda "bilmiyormuş" da diyebiliyoruz ve bunun sonucunda kendimizle çelişiyormuşuz gibi de görünüyor. ne yapmalı? bir görüşe göre kafamız karışık ve bilgi kavramını hatalı kullanıyoruz. daha yaygın bir kabule göre "bilgi" sözcüğünün dilimizde iki ayrı anlamı var ve bunun farkına vardığımızda çelişkiler ortadan kalkıyor. buna yakın diğer bir görüş ise felsefeci- lerin kullandığı bilgi kavramıyla, gündelik dilde kullanılan bilgi kavramının farklı olduğu. oldukça marjinal bir diğer görüşe göre ise "yanlış bilgi" ifadesini kullanıyor olmamız felsefecilerin çoğunun hatalı olduğunu gösteriyor, çünkü bilgi aslında yanlış da olabilir.

    benim de çok yakın bir tarihe kadar kabul ettiğim bir diğer görüş ise türkçedeki bilgi kavramının felsefenin dünyadaki baskın dillerinde kullanılan benzer kavramlardan farklı olduğu... yazımda bu beş görüşe alternatif yeni bir açıklama önerisini savunacağım. dilimizde sıklıkla kullandığımız "yanlış anlama" ve "yanlış hatırlama" türünde ifadelerin de çözümlemelerinden yararlanarak, "yanlış" sözcüğünün bazı bağlamlarda çok özel bir niteleyici işlevi gördüğünü göstermeye çalışacağım. bu yeni görüşe göre yanlış bilginin olması, bilginin yanlış olabileceği sonucunu doğurmaz."