• "organsız beden organlarından soyulmuş beden değildir; o, üzerinde işleyen organların (kurtlar, kurt gözleri, kurt çeneleri) kalabalık fenomenlerine göre, brown hareketi uyarınca, moleküler çokluklar biçiminde, üzerine dağıldıkları bedendir. [...] dolayısıyla organsız bedenin asıl karşıtlık içinde yer aldığı şey, organlar değil, bir organizma oluşturduğu ölçüde, organların organizasyonudur. organsız beden ölü bir beden değil, canlı bir bedendir, organizmayı ve onun organizasyonunu parçaladığı ölçüde daha da canlı, dopdolu, yaşayan bir bedendir."

    deleuze, g., & guattari, f. (2023). kapitalizm ve şizofreni 2: bin yayla (e. sünter, çev.; 1. bs). norgunk yayıncılık.sf.41.

    yukarıdaki pasaj organsız bedenle neyin anlatılmaya çalıştığının güzel bir özeti. ancak türk dilince -türkçe kelimeler ve gramer kuralları karakterlerin yan yana getirilmelerinden fazlasıdır- söylemek gerekirse organsız beden henüz bir organizasyona sahip olmamış ancak herhangi bir organizasyona dönüşebilecek yaşam gücünü belirtir.

    en basit örnekle içi boş bir hücre zarı düşünün. bu hücre zarı bir yaşam gücüne enerjisine sahip olsun. (bkz: yaşam nedir?) bu yaşam gücü herhangi bir karşılaşmayı anlamlandırabilir ve kendisini buna karşı tekrar düzenleyebilir. yani tuzlu suya girdiği zaman tuza dirençli bir organ icat eder ve uyum sağlar. tuzlu ortamdan şekerli ortama geçtiğinde ise ilgili organı ya şekere dirençli hale getirir ya da yok ederek şekere karşı dirençli olmasını sağlayacak bir organ türetir. yani kararları veren ve kendini duruma göre yeniden yapılandırabilen şeydir organsız beden. organların oluşu onun kesin olarak belirlenmiş olması demektir. oysa canlılık belirlenmelerin değil ihtimallerin, potansiyellerin, virtüelin varlığıdır. canlı, karşılaşmaları süresince kendi lehine oluşur. böylelikle asla olmaz her zaman oluşta kalır. deleuze'ün de ruyer ve simondon'dan alıp felsefeleştirdiği temel görüş budur.