• ayhan yalçınkaya hocamızın uygun gördüğü başlıkla, "büyük gürültü ya da eşitsizliğin eşitliği" olarak özetlenebilecek bir polistir. (bkz: sparta nasıl bir polistir?)

    atina polisi hakkında bilinmesi gereken ilk şey atina'nın bugünün japonya'sını andırır biçimde verimsiz topraklar üzerine kurulmuş olmasıdır. ne tarım alanları ne su kaynakları ne de bitki örtüsü bakımından şanslıdır. kent denize 7 km mesafede kurulmuş ve doğal koşulları tarafından ticarete mahkum edilmiştir.

    atina polisi yarımadanın tarıma uygun görülen yegane noktası olan pedion ovası üzerine kurulmuştur.

    etrafındaki köylerle birleşik düşünülmelidir her polis gibi. (bkz: polisler nasıl ortaya çıkmıştır?) söylenceye göre bu merkezileşme işini başaran kral theseus'tur. kendisi aynı zamanda atina'daki sınıf sisteminin de temelini atmıştır.

    polisin özgür nüfusu 4'e ayrılır. eupatrides, geomores, demiurgos ve thetes. bu sınıflara ek olarak bir de atina'da yerleşik ancak vatandaş olmayan, çoğunluklu zanaatkarlık ve ticaretle uğraşan metoikoslar vardı.

    atina m.ö. yedinci ve sekizinci yüzyıllarda krallık sisteminden soylulardan seçilen 9 arkhon tarafından yönetilme sistemine geçmiştir. (bkz: arkhon nedir?)

    arkhonlar polisin farklı sorunlarıyla ilgilenirlerdi ve yaptıkları işlere uygun olarak farklı unvanlar alırlardı. örneğin arkhon polemarkhos savaş işiyle uğraşırken, arkhon thesmothetes yasaya, arkhon basileus din işlerine bakıyordu. arkhonluk başlangıçta on yıllığına yapılırken sonradan bu süre bir yıla indirilmiştir. görev süresi biten arkhonlar areopagus adı verilen bir tür yaşlılar meclisine üye oluyordu. sparta'daki karşılıkları hakkında bir fikir edinmek için (bkz: gerousia) (bkz: apella).

    süreç içerisinde arkhonların yozlaşması neticesinde 630 yılına doğru kylon tarafından bir tiran olmak adına bir darbe girişimi gerçekleştirilmiştir. bu girişim sonrasında kanla bastırılmış ancak arkhon drakon tarafından da yasaların baştan düzenlenmesi gerekliliğini herkese göstermiştir.

    drakon yasaları esasında kabile hukukunun, soyluların çıkarlarına uygun olarak yazıya geçirilmiş bir derlemesinden başka bir şey değildir. bu yasalar sertliği ile ünlüydü ve hırsızlığın dahi cezası ölümdü. atinalı hatip demades drakon yasalarının kanla yazılmış olduğunu belirtmiştir. ancak drakon yasalarının esas önemi tanrısal olduğu düşünülen kanunların (thesmoi), yerini insan yapımı yasalara (nomoi) bırakmasından gelir.

    ancak elbette kanla yazılmış yasalar atina'yı daha da zor bir duruma sokunca ard arda çıkan isyanlar sebebiyle yunan dünyasının yedi bilgesinden sayılan solon m.ö.594'te yeni yasalar yapmak amacıyla görevlendirildi. (bkz: solon yasaları)

    solon borç köleliğini kaldırınca şehirde köleye olan ihtiyaç arttı. köle nüfusunun artması da yurttaşların daha aktif olarak idarede rol alması gerekliliğini beraberinde getirdi. atinalıların ilgisizliğini gören solon, poliste çıkacak bir kargaşada taraf tutup silah başına geçmeyenlerin şehirden sürüleceğini ilan etti ancak yine de aranılan huzura kavuşulamadı.

    solon'un ardından atina 3 temel partiye bölünmüştü: verimli ovayı ellerinde tutan eupatridesler, deniz ticaretini ve zanaatleri ellerinde tutan paralialar, ve diakrialılar (dağlılar) olarak bilinen ve dağ yoksul thetesler.

    theteslerin başında soylu olmasına rağmen soylularla bağını kopamış peisistratos vardı. peisistratos iktidarı ele geçirmiş ve ölümüne kadar tiran olarak atina'yı yönetmiştir.

    peisistratos'un oğulları babalarıyla aynı beceriyi gösteremeyince atina'da aristokrasi, oligarşiyi tekrar inşa etmeyi başaracaktır. bu oligarşinin ise zamanla plutokrasiye kayacak ve plutokrasinin yarattığı düzensizlik ise arkhon olarak seçilen kleisthenes reformlarıyla giderilmeye çalışılacaktır.

    bu reformlar ile bule 500 kişiye çıkarılır ve her deme(en küçük idari birim) nüfusuyla orantılı şekilde delege yollamaya başlar. areopagus ve arkhonların yetkileri kısıtlanır. tiranlığı önlemek için ostrakismos uygulaması getirilir.

    bu reformlardan sonra küçük mülk sahiplerinin de zenginleşmesi ile kölelik özel bir önem kazanır. tahminlere göre bu dönemde toplam nüfusu 310.000 olan atina'da 110.000 köle vardır. 170.000 özgür yurttaş, 30.000 adet de metoikos vardır.

    bu süreçte atina perslerin dikkatini çekmeye başlar. m.ö. 492'de ilk pers saldırısı gerçekleşir. savaş m.ö. 480'de doruğa çıkar ve iki yüze yakın polis attik-delos deniz birliği'ni kurarlar. bu birlik savaşı kazanacak ve m.ö. 449 yılındaki kallias barışı ile savaş bitecektir. atina bu zaferle birlikte gücünün doruğuna ulaşır. bu da ekonomik canlanmayı ve köle sayısında bir patlamayı beraberinde getirir. m.ö. 312'de attika'da 21.000 yurttaş, 10.000 metoikos ve 400.000 köle vardır.

    pers savaşlarından sonra atina'da eupatrides ile paralia-thetes ittifakı arasında bir mücadele başlar. ittifak isegoria talep etmektedir. atina peloponez savaşı savaşı'na kadar bu çatışmanın içinde kalmıştır.

    demokrat pericles iktidara geldiğinde (bkz: pericles kimdir?) ittifakın, emperyal amaçlar güden orta-orta üst sınıfın emrinde olduğu ortaya çıktı. pericles m.ö. 444-429 arasında ittifakla birlikte iktidarda kalmayı başardı. bu dönem atina polisi için son derece ilerici bir dönemdir. alt sınıflar bule üyesi ya da arkhon olma hakkını pericles döneminde kazandılar. tüm devlet memurlarının kura ile atanması kuralı getirildi. memurlara maaş bağlanması da aynı döneme tekabül eder. bu sebeplerle de atina demokrasisi bu anlamıyla ilk doğrudan demokrasi sayılmaktadır.

    bu demokrasi peloponez savaşı savaşlarından sonra atina'nın savaşı kaybetmesiyle yıkıldı. onu yerine otuzlar tiranlığı adıyla bilinen bir oligarşi başa geçti.bu rejim 8 ay sonra çöktü. m.ö. 401'de demokrasi rejimi yeniden kurulmuştu ancak atina o şanlı gücünü kaybetmişti.

    m.ö. 355 yılına doğru iyice dağılan yunan siyasi birliği m.ö.339'da gerçekleşen khaironeia savaşı ile tamamen makedon egemenliği altına girdi. atina m.ö. 229'da makedonlardan bağımsızlığı kazandı ancak 146 yılında roma'nın gelişiyle tekrar egemenlik altına girdiler. çok geçmeden sparta ve atina dışındaki tüm polisler sahneden silindi ve sparta ile atina özerk kent (civitates liberare) ilan edildi. m.ö. 86'da yunan ayaklanması patlayınca roma, tüm özerkliği kaldırararak, yunan yarım adasını kendisine bağlı bir eyalet haline getirdi.

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf. 34-42.