• bu hafta özgürlükçü gündemi en büyük havadisi olarak biz özgürüz'ün kemal kılıçdaroğlu'na yazdığı açık mektup gösterilebilir. tam metnine ve twitter postuna bu linkten ulaşılabilir.

    bu açık mektupta biz özgürüz, kısa ve net bir şekilde herkesin bildiğini ancak kimsenin söyleyemediğini açıkça söylemiş. kendilerine bizim de gönlümüzden geçenleri dillendirdikleri için müteşekkiriz.

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    özgürlük araştırmaları derneği

    mustafa erdoğan'ın, milliyetçiliğin patolojisi başlıklı bir yazısı ve veli kondak için bir taziyesi var. yazıda, altı maddeyle milliyetçiliğin sakıncalı kabulleri ve sonuçları özetlenmiş.

    1) milliyetçilik kendi ulusunun emsalsiz olduğunu ve başka uluslara üstün olduğunu iddia eder. bu üstünlük algısı yayılmacılığı ve irredantizmi besleyip teşvik eden başlıca etkenlerden biridir.

    2) milliyetçilik açıkça veya zımnen bir etnik - kültürel ulusun varlığının kabulüne dayanır. başka bir deyişle, kültürel olan siyasileştirilir. bunun başka bir sonucu da ulus - devlet bağlamında ''soydaş'' ile ''yurttaş''ın aynı anlama gelmesidir. etnik - kültürel ulus kimliği çoğu zaman devlet ve aydınların işbirliğiyle bilinçli olarak kurgulanan bir kimliktir; milliyetçiliğin ''ulus''u aslında, ünlü deyişiyle, tasarlanan veya hayal edilen bir topluluktur.

    3) milliyetçilik kendi ulusunun etnik-kültürel bakımdan türdeş olduğunu iddia eder. kültürel farklılık veya çeşitliliği reddeden bu türdeşlik iaddiası da tıplumu oluşturan ana usnsurdan farklı olan etnik - kültürel azınlıkların veya etnik - kültürel bakımdan farklı olan grup veya toplulukların zorla tasfiyesini (tehcir, etnik temizlik ve soykırımı) teşvik eder.

    4) milliyetçilik ulusla devleti özdeşleştirir; devlet etnik-kültürel olarak tanımlanmış olan ulusundur, ulusa aittir. devlet ulusundur, ulus devletindir veya ikisi aynı şeydir. böylece ulusa sadakat devlete sadakate bağlanır veya dönüştürülür. onun için milliyetçilikleri çoğu yerde devlet milliyetçiliği veya devletçi milliyetçiliktirler.

    5) milliyetçilik, martin van creveld'in hatırlattığı gibi, devleti araç olmaktan çıkarıp bizatihi bir amaca dönüştürür. devlet artık uğruna mücadele edilmesi, ''gerektiğinde'' ölünmesi gereken en yüce değerdir; devlet için ölmek basit bir ölüm değil şehit olmaktır.

    6) milliyetçilik, diğer komüniteryen ideolojiler gibi, bireycilik karşıtıdır; asıl ahlaki özne olarak ulusu görür. bireysel varoluşu kendi başına bir değer olarak kabul etmeyen milliyetçiliğin bireyleri ana referansı olan ulusa feda etmeye hazır olması şaşırtıcı değildir.

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    serbestiyet

    yıldıray oğur'un mutabakat metni üzerine bir yorumu var. 'mutabakat'ı olumlu, mutabakat metnini 'eksik' bulduğu yazıya buradan ulaşılabilir.

    ergin cinmen'in anayasa mahkemesi hakkındaki yazısı, irfan fidan'ın hülle yöntemi ile istanbul cumhuriyet başsavcılığından, yargıtay'a, oradan da aym başkanlığı adaylığına giden yolunu eleştiriyor. seçimi zühtü arslan kazandığı için, cimen'in yazıdaki kaygıları da giderilmiştir sanırım. buradan ulaşılabilir.

    halil berktay; vietnam hakkındaki yazısında, vietnam üzerinden bir sosyalizm eleştirisi yapmış. buradan ulaşılabilir.

    alper görmüş: anayasa mahkemesi hakkında başka bir yazı. irfan fidan'ın neden seçilmemesi gerektiği açıklanarak seçim sonucunun kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun oluşu kutlanıyor. buradan yazıya ulaşılabilir.

    roni margulies'in, türkiye'de dillerin yasaklanışına ve azınlıklara değinen yazısınaburadan ulaşabilirsiniz.

    yunus emre erdölen'in; çekya'nın yeni cumhurbaşkanı petr pavel hakkında kapsamlı ve bilgilendirici bir yazı yazmış. erdölen'in, üzerine dikkatle çalışılmış, şahane yazısına buradan ulaşabilirsiniz:
    etyen mahçupyan'ın, iktidarın yalanlarına, yalanların sebeplerine, erdoğan'ın gerçekliğe karşı çıkarkenki cesaretine yer verdiği 'iktidar palavrayı niye seviyor?' başlıklı yazıya buradan: https://serbestiyet.com/...r-palavrayi-niye-seviyor-117481/

    vahap coşkun'un muhalefetin mutabakat metni ile ilgili eleştirisini içeren yazısı da okumaya değer.buradan ulaşabilirsiniz. yazının önemli olduğunu düşündüğüm iki paragrafı da aşağıda.

    "elbette, partilerin kendilerini kayıt altına almaları mühim; ama seçim dönemlerinde kaleme alınan bu nevi metinlere hayati bir değer de atfetmemek lazım. iki sebepten: ilki, mümkün olan en fazla seçmene ulaşmak amacıyla her konu sepete atılır. gerçekten ciddi meselelere de el atılır, popüler bazı taleplere de yer verilir. gaye, o metinde herkesin alkışlayacak bir başlık bulmasını temin etmektir.

    ikincisi, bu metinlerin bir bağlayıcılığı da yoktur. hiçbir vakit, kâğıda yazılanlar birebir gerçekleşmez. ittifaklar bir yana tek parti iktidarların bile ellerindeki harita ile gittikleri yol birbirleriyle örtüşmez. seçmen de bunu bilir ve kimse de oyunu böyle metinlere bakarak vermez. hülasa, metinler tek başlarına bir önem taşımazlar."

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    mises enstitüsü

    fırat kaan taşkın insan doğası saldırmazlık, özgürlük ve devlet başlıklı bu yazısında kötülüğün devlet aygıtı sayesinde nasıl daha etkili hale geldiğini, saldırmazlık prensibini ve özgürlüğün mantığını tartışıyor.

    ersan bocutoğlu ve aykut ekinci avusturyacı konjonktür teorisi ve küresel kriz başlıklı yazılarında küresel avusturya konjonktür teorisinin küresel krizleri ve nedenlerini nasıl başarıyla tahmin edebildiğini bilimsel verilere dayanarak açıklıyor. buradan ulaşılabilir.
    yazıyla ilgili şu notu da ekleyelim: "bu yazı ilk olarak mises.org sitesinde "austrian business cycle theory and global crisis" başlığıyla yayınlanmış ve daha sonra yazarları tarafından liberal düşünce dergisi'nin 59-60. sayısı için tercüme edilmiş makaleden alıntıdır."

    son olarak 1997'de hans-hermann hoppe tarafından kaleme alınmış "liberalizmin geleceği: yeni bir radikalizm için çağrı" başlıklı makalesi zorbey uyanık tarafından çevrilmiş. buradan ulaşılabilir.

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    rothbard kürsüsü

    mert umut memiş "sgk neden özelleştirilmeli?" başlıklı kısa metni ile sgk zorbalığının kaldırılması durumunda insanların çok daha sağlıklı ve verimli bir sigortacılık sistemine geçebileceğini savunuyor. buradan ulaşılabilir.

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    karar gazetesi

    mesut yeğen'in "aday kim olur?" başlıklı makalesinde millet masasının adayının kim olabileceğine dair görüşler dile getiriliyor. buradan ulaşılabilir.

    eski yargıtay birinci başkanı sami selçuk "'önce hukuk' mu demeli yoksa 'muktedirlere evet' mi?" başlıklı metninde erdoğan'ın üçüncü adaylığını tartışıyor ve herkesi aklıselime davet ediyor. buradan ulaşılabilir.

    halil turhanlı, "steve reich ve politik minimalizm" başlıklı metninde "'şenlik sanat ve sabotaj' kitabının yazarı halil turhanlı, minimalist müziğin yaratıcılarından steve reich'ın türe politik boyut kazandırdığının altını çiziyor." buradan ulaşılabilir.

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    hür kirpi

    batuhan yılmaz, "max stirner, stirner felsefesi ve konuşulması gerekenler" başlıklı yazısında stirner'in hayatını, felsefesini, etkilendiği filozofları ve ölümünü incelikli bir şekilde anlatıyor. buradan ulaşılabilir.