• kadınlar mı matematikte daha iyidir erkekler mi? 1983 amerika sat(oranın öss'si diyelim) sonuçlarına göre en yüksek yüzdelik dilime giren 1 kadına karşı 11 erkek var. erkekler lehine ezici bir üstünlük değil mi? ama hemen atlamamak lazım.

    2008 yılında science dergisinde çıkan bir makaleye bakalım(1). biliminsanları 40 ülkede matematik puanlarıyla cinsiyet eşitliği arasındaki ilişkiyi incelemişler. cinsiyet eşitliğinin ekonomik siyasal eğitsel endekslerine dayalı olarak bu 40 ülkenin en kötüsü bilin bakalım hangisi çıkmış? (bkz: türkiye) abd ortalarda izlanda ise en yukarda çıkmış. bu araştırmanın sonucuna göreyse cinsiyet eşitliği ne kadar üst düzeydeyse matematik puanları arasındaki fark o kadar az. hatta izlanda'da kadınlar matematikte erkeklerden daha başarılı.

    bir diğer şahane araştırma bm diplomatlarıyla ilgili. diplomatların kendi ülkelerindeki yozlaşma ne kadar yüksekse manhattan'da park cezalarını o kadar geç ödüyorlar ya da ödemiyorlar. türkiye'nin diplomatlarının ne kadar borcu olduğunu gerçekten merak ettim şu an.

    kültürün öneminin ciddiyetini anladıysak şimdi biraz derinleşelim.

    öncelikle bir tanım. de waal'e göre kültür "şeyler hakkında, genetik olmayan yollarla aktarılan eylem ve düşünce biçimlerimizdir." bu çok geniş tanımdan hareketle kültürel farklılıklardan önce kültürel benzerliklere hatta antropolog donald brown'a ait evrensel insan özelliklerine bakalım. ona göre tüm insanlarda görülen evrensel niteliklerden "bazıları" şunlar:estetiğin varlığı ve estetik kaygısı, büyü, erkeklerin kadınların farklı doğaları olduğu inancı, bebek konuşması, tanrılar, evlilik, süslenme, cinayet, akrabalık terimleri, mahrem seks, dans, oyun, doğru yanlış ayrımı, kayırmacılık, belli seks türlerinin yasak olması, ritüel oluşturma, öbür dünya mitleri, müzik, renk terimleri, yasaklar, dedikodu, dil, mizah, yalancılık, sembolizm(2). tümü bu değil elbette tamamı için ilgili kaynağa başvurulabilir.

    kültürel farklılıklardan doğan demografik farklılıklardan bahsederek biraz heyecan yaratmak istiyorum. monaco'da doğan bir kızın ömrü ortalam 93 senedir, angola'da ise 39. letonya'da okur yazarlık %99,99 iken nijer'de %19. afganistan'da doğan çocukların %10'u bir yaşını doldurmadan ölürken bu oran izlanda'da %0,2. güney sudan'da doğum yaparken ölme ihtimali estonya'daki bir kadına göre 1000 (bin!) misli daha fazladır. honduras'ta birinin cinayete kurban gitme ihtimali singapur'da yaşayan birine göre 450 kat daha fazladır. orta afrikada kadınların %65'i eşinden şiddet görür, uzakdoğuda ise %16. güney afrikalı bir kadının tecavüze uğrama ihtimali japon bir kadından 100 kat daha fazladır. filipinler'de halkın %93'ü mutlu hissederken ermenistan'da bu oran %29. aynı bankanın aynı düzeydeki personelleri arasında dünya çapında yapılan bir araştırmada personelin birisine yardım etme sebebi; amerikalılar için önceden kendisine yardım etmesi iken, çin'de yüksek makamda bir kişi olması, ispanya'da ise arkadaş ya da tanıdık olması.

    hasılı kültür "çok" önemlidir ve bu sözlükte türkiye için yeni bir kültür yaratacağız.

    konuya geri dönüyorum. kültürleri arasında kolektivist ve bireyci kültürler şeklinde bir ayrım var. örneğin abd'nin bireyci kültürü otonomi, kişisel başarı, benzersizlik, bireysel ihtiyaçlar ve haklarla ilgilidir. doğu asyanın kolektivist kültüsü ise uyum, karşılıklı bağımlılık, itaat ve grup ihtiyaçları ile ilgilidir. peki sizce siz hangi kültüre aitsiniz? hemen bir test yapalım: boş bir a4 alın ve kendinizden başlayarak tanıdığınız insanlarla olan ilişkinizi onlara yakınlığınıza göre çizgilerle bağlayarak bir şema çizin. çizdiniz mi? sonuçlar geliyor: eğer kendinizi tam ortaya ve diğerlerinden büyük harflerle yazdıysanız bireyci kültüre mensupsunuz yok kendinizi ortaya uzak bir yerde diğerleriyle aynı büyüklükte şekilde yazdıysanız kolektivist kültürdensiniz(3).

    tatmin olmadıysanız bir deney daha. birilerini herhangi bir konuda etkilediğiniz (cinsel anlamda değil daha çok ilham anlamında) zamanlarımı daha çok hatırlıyorsunuz yoksa birileri tarafından etkilendiğiniz zamanları mı? birinci bireyci, ikincisi kolektivist kültürlerin özelliğidir. yani bir bir asyalı ve bir abd'li hem kendileri sigarayı başkasının yönlendirmesiyle bırakmış olsun hem de başka bir kişiyi sigrayı bırakmaya yönlendirmiş olsunlar. abd'li sigarayı bir başkasına bıraktırdığı zamanı daha iyi hatırlayacaktır. asyalılar için ise bu durum tam tersidir.

    hadi bu da son deney: maymun, ayı, muz. bunların hangisi alakasız? eğer kolektivist kültürdenseniz ayı; zira maymun muz yer. yok eğer bireyci kültürdenseniz muz zira ayı ve maymun hayvan, muz bitkidir. yani bireyciler kategorik, kolektivistler ilişkisel düşünür.

    elbette bunlar ortalamalar. yani batılı olup asyalı ortalamasından çok daha kolektivist olanlar olduğu gibi tersi de mümkündür. bu sebeple üstteki ayrımları mutlak hakikatler olarak değil genel kültürel özelliklerin bireyler üzerindeki ortalama etkileri olarak düşünmek daha doğru olur. ayrıca kültürler çok hızlı değişebilir. abd'de yaşayan asyalılar üzerinde yapılan incelemelerde kolektivist kültürden bireyci kültüre geçiş içn bir kuşağın yeterli olduğu sonucu çıkıyor.(4)

    peki bu kültürel farklılıkların sebebi ne? abd ile asyayı ele alırsak, abd göçmenlerin ve sürekli değişen sınırlar dolayısıyla hareketli, girişken ve rekabetçi olanların kazandığı bir coğrafya iken asya'da her şey pirince bağlı ve pirinç ya birlikte çalışarak üretilir ya da herkes aç kalır. bu meselenin ırklarla alakası olmadığını da ekleyelim. örneğin çinin kuzeyinde buğday tarımı yapılabiliyor ve buğday tarımı tek bir kişinin-ailenin yapabileceği bir şey. buradaki insanların bireyci kültüre mensup olduklarını görebiliyoruz.

    elbette genetiği de yok sayamayız. yenilik arayışı, dışa dönüklük ve dürtüsellikle ilişkili 7r gen varyantı avrupalıların %23'ünde varken asyalıların %1'inde var. peki hangisi önce geliyor? aslında beraber ilerliyorlar. insan grupları daha çok risk almak zorunda olduğunda 7r varyantına sahip olanlar seçiliyor daha çok uyum sağlamak zorunda olduğunda ise 7r sahibi olanlar uyumsuzlukları dolayısı ile eleniyor. yani insan her şeyiyle su misali mekanın dayatmalarına karşı sürekli değişiyor.

    tabi başka etmenler de var. örneğin çöl kültürü mensupları yağmur ormanı kültürü mensuplarına oranla daha tek tanrıcıdır, sosyal adaletsizliğin olduğu yerde insanlar daha bencil, saldırgan ve sağlıksızdır, kentlerde yaşayanlar köylerde yaşayanlara göre daha streslidir, toplum büyüdükçe tanrı ihtiyacı o kadar artar, ne kadar kalabalık bir yerde yaşarsanız sosyal eğilimleriniz o kadar belirginleşir(yani saldırgan daha saldırgan çekingen daha çekingen olur).

    sonuç olarak insanlar kültürle karşılıklı ilişki halindedirler. kültürden etkilenir ve kolektif eylemleri ile kültürü değiştirebilirler. eğer insanlar kültürlerinin ne olduğu hakkında daha fazla bilgiye sahip olup, kendi kültürlerini diğer kültürlerle kıyaslayarak en verimli çıktıyı almaya çalışırlarsa tüm insanlığın çok daha az saldırgan, çok daha az trajedi üreten ortak bir kültüre geçiş yapması mümkündür.



    kaynaklar:
    1-l. guiso et al., "culture, gender, and math," sci 320 (2008): 1164.
    2-d. brown, human universals (new york: mcgraw-hill, 1991)
    3- h. markus and s. kitayama, "culture and self: ımplications for cognition, emotion, and motivation," psych rev 98 (1991): 224; s. kitayama and a. uskul, "culture, mind, and the brain: current evidence and future directions," ann rev of psych 62 (2011): 419; j. sui and s. han, "selfconstrual priming modulates neural substrates of self-awareness," psych sci 18 (2007): 861; b. park et al., "neural evidence for cultural differences in the valuation of positive facial expressions," scan 11 (2016): 243.
    4-a. mesoudi et al., "how do people become w.e.ı.r.d.? migration reveals the cultural transmission mechanisms underlying variation in psychological processes," plos one 11 (2016): e0147162.