5 entry daha
  • "bolluk ve yoksulluk'tan doğan eros'un talihi de ona göre olmuş. sevgi, her zaman yoksuldur; çoklarının sandığı gibi, hiç de öyle ince ve zarif değildir; tersine kabadır, pistir, evsiz barksız, yalınayaktır, açıkta, dağda bayırda, kapı önlerinde, yol köşelerinde yatar kalkar. ne yapsın, anasına(anası yoksulluk babası bolluk) çekmiş, yoksulluktan kurtulamaz. babasına çeken tarafı ile de hep güzelin, iyinin peşindedir, yürekli, atılgan, dayanıklıdır, yaman avcıdır, hep tuzaklar kurar, fikirlere, buluşlara düşkündür, ömrü kafa yormakla geçer, bilicilikte, büyücülükte eşsizdir. aslında ne ölümlü ne de ölümsüzdür. bakarsın, aynı günde bolluk içinde yaşar, birdenbire de ölür, sonra yine babasının tabiatı gereği bir çaresini bulup dirilir. bir şeyin eline geçmesiyle, elinden kaçması bir olur. bu yüzden eros, hiçbir zaman ne yokluk ne de varlık içindedir."

    en azından sokrates şölende, matineia'lı diotima'nın böyle söylediğini iddia eder.