4 entry daha
  • "b tipi mübadele tarzı da topluluklar arasında doğar. bir toplulu­ğun diğerini yağmalamasıyla başlar. yağma esasen bir mübadele tü­rü değildir. öyleyse bir mübadele tarzına nasıl dönüştürülmektedir? eğer bir topluluk sürekli yağmaya meylediyorsa, sadece yağma ya­parak devam edemez, hedef aldığı topluluklara bir şeyler de verme­lidir: hakim topluluk tabi topluluğu diğer saldırganlara karşı korumalı, sulama sistemi gibi bayındırlık işleriyle desteklemelidir. bu da devletin prototipidir. weber devletin özünün şiddet üzerindeki tekeli olduğunu savunmuştur. yalnızca devletin şiddet üzerine inşa edildiği anlamına gelmez bu. devlet, devlet dışı aktörleri şiddet kul­lanmaktan men etmek suretiyle, bileşeni olan halkları korur. başka bir ifadeyle devletin tesis edilmesi, yönetilenlere itaatleri karşılığın­da barış ve düzen bahşedilmesi bakımından bir tür mübadeledir.bu­na b tipi mübadele diyoruz."

    karatani, k. (2017). dünya tarihinin yapısı: üretim tarzlarından mübadele tarzlarına (a. karatay, çev.). metis yayınları. sf,32-33

    yani, devletin ortaya çıkışından modern devlete kadar olan aristokratik devletlere b tipi mübadele diyoruz. öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki karatani'nin varsaydığı üzere ilkel topluluklar bir araya gelip tüm topladıklarını eşitlikçi bir şekilde bölüşmüyorlardı. homo cinsi şempanzelerde dahi görülebilecek şekilde mülkiyet anlayışına sahiptir. akraba seçiliminden dolayı, bölüşümde kimsenin diğerlerini açlıktanöldürecek şekilde almayacağını varsayabiliriz ancak bu bile iyimser bir yaklaşım olur.

    insanlar grup halinde yaşamakla birlikte mübadele tarzları sadece bundan ibaret değildir. iyileştirmek, öğretmek, güldürmek, dikmek, yemek hazırlamak, seks vs. hepsi birer mübadele aracıdır. kimse kimse ile eşit derecede almak zorunda değildir, esas olan kimsenin açlıktan ölmemesi ve üreyemeyecek şekilde yaşamamasıdır. önemli olan bir grup olarak çeşitlenerek yaşamaya devam etmektir.

    bu çaba insanların bir karşılıklılık ilişkisine bilinçli olarak geçmelerinden çok daha önce evrilmiş olan strateji kavramı içinde olduğundan sapiens türü için yeni değildir. paranın, ya da ortak değerlerin ortaya çıkma mecburiyeti de zaten eşitlikçi olmayan düzenin göstergesidir. para, para üstü vermek için icat edilmiştir. insanların hediyeleşiyor oluşu, sadece hediyeleştikleri anlamına gelmez. gerçek bir ailesi olan herkes bilir ki aile demek mutlaka iç çatışma demektir. hediyeleşmenin olmadığı ilişki türlerinde de bir şekilde bir ortak birim gerekmektedir. zira her zaman bir "ne bizden ne de onlardan olan"lar grubu vardır.

    hasılı devletin ortaya çıkışı da bir topluluğun diğer topluluğu ele geçirmesi ve yağmalamaya başlaması ile değil, toplulukların kendilerini daha iyi örgütleme becerisi geliştirmesiyle ortaya çıkmıştır. yan yana yaşayan 20'şer kişilik 50 sapiens grubu düşünün. bunların hepsinin kaynakları son derece bol olsun. aralarında da mutlak bir uyum olduğunu varsayalım. kimse kimsenin alanına meyilli değil. bu senaryoda daha az parçalanarak daha uzun süre aralarındaki ilişkiyi tutabilen sapiens grubu, birbiri için savaşacak daha fazla ve daha motive üyeye sahip olacaktır. mutlak bir barış ve uyum pozisyonunda başlansa bile insanlar arasında zaman içinde bir sürtüşme, kız kaçırma, güç gösterisi mücadelesi vs. gibi bir sebeple mutlaka bir çatışma yaşanacaktır. bu çatışma sonucunda ise kendinden daha fazla olanlar kendinden daha fazla olanlardan olmanın ne demek olduğunu ne nasıl bir üstünlük sağladığını derhal anlayacaktır. devlet işte bu örgütlülük üstünlüğünün farkındalığı olarak düşünülmelidir.

    sonrasında ise örgütlülüğün idare tarafında olanlarının liderlik tarzı belirleyici olacaktır. liderin yönetim tarzı ve kazanırsa ganimeti nasıl dağıttığı. üstelik bir çatışma sona erdikten sonra herhangi bir gruba ait olmayan ancak kendilerini sevdirebileceğini düşünenler -sapiensin ilk yahudileri şakası ırkçı mı kaçar?- o topluluklara gönül rızası ile katılırlar. böylelikle "grup kendi dışına karşı davranmadan önce her davranışı kendi içinde öğrenmiştir" temel tezimizi daha sağlam savunabiliriz.

    yani devlet sadece bir tip mübadele tarzı olarak okunabilecek bir zorbalıktan ibaret değildir, aynı zamanda karatani'nin sadece bir tarafını gördüğü şekilde bir güvenlik hizmeti olarak da anlaşılabilir. az evvel verdiğimiz örnekten devam edelim. 1000 kişilik sapiens havuzumuz 5000 kişi olduğunda bir çatışma ile karşılaştık ve elimizdeki durum 100 kişilik 50 sapiens grubu değil, kimisi 200 kimisi 5 kişilik 65 sapiens grubu olarak süreç içinde değişti. iki yüz kişilik grup ufak grupları ve ellerindekileri almak için saldırıda da bulunabilir, onu bir diğer 35 kişilik ancak çok saldırgan bir gruptan korumak için onu kendisine dahil de edebilir. ilk haraç aslında basitçe yardımcı olacak bireylerin maaşlarından ibaret olabilir. daha ötesi bugün bile örneklerini gördüğümüz şekilde ikinci bir 190 kişilik grup üyesi kendi grubundan kaçabilir, sürülebilir ve diğer gruplara gönül rızası ile katılabilir.

    bu tartışmanın ilgili kısmını aydınlatacak empirik verimiz yok. ancak mübadele tarzlarını ilişki tarzları olarak düşünürsek karatani'nin kolaylıkla ekarte edilebileceğini görürüz.