• ekolojizm insan dışı doğanın ve insanın insan dışı doğa ile kurduğu ilişkinin de ahlaki değerlendirmesinin yapılması gerektiği fikrini temel alır. kapitalist sistemin çevrecilik tanımından oldukça ayrı bir anlamı olan ekolojizme göre doğa insana hizmet eden kaynaklardan ibaret değildir ve çevreciliği, çevreciliğin getirdiği sürdürülebilirlik mantığını insanın kullanımına yönelik kaynakları koruma çabası olması nedeniyle eleştirir. insan dışı doğayla ilgili ahlaki değerlendirmeler toplumun siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını etkilemelidir. insan dışı doğayı insan toplumunun devamlılığı için tahakküm altında kullandığı kaynaklar olmaktan öte ele alır.

    ekoloji terimi ernst haeckel tarafından hayvanlar, bitkiler ve bunların inorganik çevreleri arasındaki ilişkilerin araştırılmasını ifade eden bir biçimde türetilmiştir. yunancada "ev" anlamına gelen "oikos" kelimesinden gelir. çevrecilik ve ekoloji arasındaki farklılık buradan da anlamlandırılabilir:

    "insana dışsal olarak tanımlanan "çevre" ile ekolojinin "insanın da bir parçasını oluşturduğu "doğa-ev" kavramlaştırmaları arasında esasa/öze ilişkin bir farklılık söz konusudur. bu, bir tanım farklılığını aşan, doğaya bakıştaki ayrılığa tekabül eden derin bir farklılıktır. insana dışsal bir doğa algılayışı, insanlığın son iki yüz yıllık tecrübesinin de açıkça gösterdiği gibi, insanın yararı için doğaya her türlü müdahaleye izin vermekte, meşruiyet kazandırmaktadır. ekolojinin doğa kavrayışı ise insan-doğa ilişkisini, yarara dayalı bir ilişki olmaktan çıkarmakta, ahlaki ve sorumlu bir ilişkiye dönüştürmektedir." (tuncay önder, ekoloji, toplum ve siyaset, odak yayın evi, 2003)

    biyolojinin bir alt bilim dalı olmasına rağmen ekoloji, sahip olduğu bütünsel doğa yaklaşımı nedeniyle farklı düşüncelerin gelişmesinin de önünü açmıştır. yirminci yüzyılda toplumsal harekete dönüşen bu düşünce siyasal bir kategori haline gelmiştir. ekolojizme göre doğa-insan ilişkisi başlı başına bir toplumsal ilişkidir. doğanın kavramsallaştırılması kültürel, ekonomik ve sosyal meseleleri de içerir. özellikle kapitalist sistemde insan dışı doğanın "kaynak" olarak nitelendirilmesi ve bunun getirdiği sorunlar doğrudan ekolojinin ilgi alanına girer.

    anlamı gereği de insan-merkezciliğin ötesinde bir düşünce sistemi olan ekolojizm kendi içerisinde felsefi temelleri üzerinden derin ekoloji (bkz: derin ekoloji nedir?) ve toplumsal ekoloji (bkz: toplumsal ekoloji nedir?) olmak üzere ikiye ayrılır. bu iki temel perspektifin sentezlendiği diğer düşünceler de son dönemlerde yaygınlaşmıştır. ekoloji ele aldığı ekolojik, felsefi ve toplumsal sorunlar üzerinden anlamlandırıldığında "modernitenin karşı kültürel geleneğinin bir parçası" olarak değerlendirilse de andrew heywood bu perspektiflere "modern ekolojiyi" de katmaktadır. modern ekoloji, ekolojinin prensiplerini kapitalizmle harmanlayarak reformist bir çizgide bulunur. bununla beraber derin ekolojinin tanımlamalarına göre sığ ekoloji (bkz: derin ekoloji nedir?) anlayışına dahildir. ancak modern ekolojiyi, derin ekolojinin ve toplumsal ekolojinin eleştirdiği haliyle kapitalist sistemle birlikte ele almak daha bütünlüklü olacaktır.

    günümüzde ekolojizmin farklı bakış açılarıyla ilişki halinde olsa da ayrı bir ideoloji olarak değerlendirilmesi gerektiğine dair tartışmalar yapılmaktadır. ekolojizmde benimsenen örgütlenme ve karar alma mekanizmalarının, doğa-insan ilişkisi çevresinde gelişiyor olsa bile, öncül düşüncelerden alınarak dönüştürüldüğü gözlemlenmektedir. bu nedenle diğer ideolojiler tarafından pek çok yönden kendi alt akımları olarak değerlendirilebilmektedir. bu nedenle ekolojizmin içerisinde pek çok "eko-" ekiyle ekolojikleştirilen akım mevcuttur. anti-kapitalist düşüncelerin günümüzde bulunduğu nokta değerlendirildiğinde, kendi içlerinde de ilkesel olarak yeniden düşünme, yeniden tartışma trendinin olduğu ve ekoloji alanına yöneldikleri görülmektedir.

    türkiye'de, özellikle gezi parkı eylemleri sonrasında sayısının hızla arttığı görülen ekolojik örgütlenmeler mevcuttur. bu nedenle türkiye'deki ekoloji hareketi değerlendirildiğinde gezi parkı eylemleri sonrası diğer ideolojik örgütlenmelerin de ekoloji hareketine ilgi duymaya başladığı, kendini dönüştürdüğü veya ekoloji hareketleriyle oldukça yakın dayanışma ilişkileri içerisinde bulunduğu görülmektedir. aynı şekilde ekoloji hareketi içerisinde bulunan bireylerin geçmiş tecrübeleri de göz önünde bulundurulduğunda pek çok siyasal aktivistin ekoloji hareketlerine geçiş yapmakta olduğu ya da eş zamanlı olarak bir ekoloji hareketinin de parçası olduğu söylenebilir. bu durum karşılıklı olarak, ekoloji hareketlerinin yeni bir paradigma kurma çabasını düşünsel bir tartışma alanına çevirirken, diğer ideolojik örgütlenmelerin de ideolojiler üzeri bir noktada durmaya çalışan yeni ekolojik hareketler üzerinden kendini sorgulamasına veya bir şekilde programlarına ekolojik sorunları da dahil etmelerine imkan vermektedir. ekolojist hareketler bir taraftan yeni bir paradigma yaratmaya çalışırken, diğer taraftan pek çok farklı perspektif için de yeni bir aktivite alanına zemin hazırlamıştır. hes karşıtı hareketler, kent hareketleri, maden işçilerinin örgütlenmeleri, üretici sendikaları türkiye cumhuriyeti tarihine kısaca göz atıldığında sol örgütlenmelerin eylemleri olarak değerlendirilebilecekken, günümüzde ekoloji hareketlerinin sahiplendiği eylem alanları olarak ele alınabilir.

    kaynaklar:
    1) tuncay önder, ekoloji, toplum ve siyaset, odak yayın evi, 2003
    2) andrew heywood, ecologism and the politics of sensibilities, political ıdeologies, 5th edition.
    3) andrew dobson, ekolojizm, yeni insan yayınevi, 2016