1 entry daha
  • ilacının eğitim olduğu konusunda @miteherik'e katılıyorum. aileden başlayarak çocukların kuşku ve merak kaslarını geliştirmeye çalışmak, işi ve yetkinliği bir fikri allayıp pullayıp satmak olan "hatip"lere karşı önemli bir önlem.

    bununla beraber yetişkinlerin de sorgulayıcı taraflarının zamanla epridiğinin farkına varması elzem. zaman zaman fikirlerini başka insanlarla konuşarak, tartışarak sınamayan kişiler kendi akıllarına fazlasıyla güvenir hale geliyorlar. bu güveni istismar edebilecek bir manipülatör de önce karşısındakinin fikrî tutumlarını övüyor, sonra sadece "yüce akıllı insanların vakıf olabileceği kanaatlerin" bu zihinlerde tutunmasını sağlıyor.

    batı medeniyetini diğer medeniyetlerin önüne taşıyan şey de bununla ilişkiliydi. kant'ın meşhur makalesini hatırlayalım. kanaat önderinin, papazın, babanın, kralın aklıyla düşünmek yerine kendi aklıyla olay ve durumları tartmaya başlayan nüfus bir-iki jenerasyonun sonunda yararlı bir fikir iklimi yaratabildi.

    cehalet, yanlış bilgilenmiş olmaktan daha tehlikeli değildir. cahil insan var olan az bilgisiyle tutarlı çıkarımlar yapabilir ve eğer erdemli bir insansa kendine ve toplumuna faydalı işler yapabilir. ama yanlış bilgilendirilen insan -bir de bu bilgi kutsalsa- neredeyse her zaman zararlıdır.

    buna karşı koyabilmenin reçetesi önce "kendini bilmek". descartes'ın yaptığı gibi, her şeyden şüpheyle ile işe başlayıp hakikat sandıklarımızı hayatla yüzleştirmek. kanaatlerimizi sınamak ve zor da olsa düzeltmek.

    "felekten intikam almak, demektir ehl-i idrâke
    edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedâmetten" *

    yanisi de şu:

    "yanlışından ders alıp çabayı arttırmak
    anlamakta usta insan için kaderden intikam almaktır"