• manfred eigen ile peter birlikte ortaya koydukları bir teori. bu teoriye göre evrimsel süreç en fit olanları değil, en fit olan popülasyonları öne çıkarır. en iyi uyum sağlayanın tek başına değil, kendisine en yakın olan ve kendisiyle birlikte en iyi çalışacak bir nüfusla birlikte hareket ettiğini savlayan teori de denilebilir.

    addy pross şöyle anlatıyor:

    "kura­mın en genel hatlarıyla anlaşılabilmesi için önce "uyum gücü haritası" (fitness landscape) ile neyin kastedildiğini anlatmamız gerekiyor. kendini kopyalayabilen bir mo­lekül, diyelim belli bir dizilime sahip bir rna molekülü, kopyalan­maya başladığında kopyalanma sürecindeki bazı hatalar rna mutantlarının (orijinal yapının değişime uğramış kopyaları) oluşması­na yol açacaktır. daha hızlı kopyalanan mutantlar, daha yavaş dizi­limleri giderek yok olmaya sürükleme eğiliminde olacaktır. bu di­zilim değişimi "uyum gücü haritası" diye adlandırılan üç boyutlu bir topolojik haritayla gösterilebilir. üzerindeki yatay eksenler (mu­tasyonlarla oluşan) dizilim değişimlerini, dikey eksense belli bir di­zilimin uyum gücünü gösterir. dikey eksendeki değer ne kadar yük­sekse, uyum gücü o kadar yüksek demektir. dolayısıyla uyum gücü haritası, aralarında vadiler bulunan sıradağları gösteren bir topoloji haritasını andırır. haritadaki yüksek noktalar (dağ zirveleri) yüksek uyum gücüne sahip (hızlı kopyalanan) rna dizilimlerini, alçak noktalarsa (vadiler) düşük uyum gücüne sahip (yavaş kopyalanan) rna dizilimlerini temsil eder.

    bunun anlamı şudur: başlangıçta belli bir uyum gücüne sahip olan bir rna dizilimi, yani topoloji haritasındaki bir nokta -tıpkı dağlarda gezerek en yüksek zirveye tır­manmaya çalışan bir doğa sporcusu gibi- haritada en yüksek uyum gücüne sahip dizilimi temsil eden en yüksek noktayı arama eğili­minde olacaktır. ama asıl önemli nokta şu ki, manfred eigen ve peter schuster uyum gücü haritasındaki gezintilerle oluşan bu kendini kopyalaya­bilen rna popülasyonunun aynı dizilime sahip olmadığını, aksine (yabani tür denen) en başarılı dizilimin etrafına kümelenmiş farklı dizilimlerdeki rna'lardan oluşmuş bir popülasyon olduğunu keş­fettiler. "çeyrek tür" diye adlandırılan farklı dizilimlerdeki bu po­pülasyonun özünü daha iyi anlatabilmek için onu, uyum gücü hari­tası üzerinde hep daha yüksek tepeler arayarak gezinirken bir arada ahenk içinde uçan bir kuş sürüsüne benzetebiliriz.

    eigen ve schus­ter rna dizilimlerindeki evrimsel değişimi bilgisayarla modelle­diklerinde, seçilenin en iyi uyum sağlayan dizilim olmadığını, en iyi uyum sağlayan dizilimler popülasyonu (yani en iyi uyum sağlayan çeyrek tür) olduğunu keşfettiler. bir başka deyişle evrim, daha iyi bir uyum gücünü birey bağlamında değil popülasyon bağlamında arayarak işler. nitekim eigen ve schuster'in çığır açıcı çalışmala­rında popülasyondaki heterojenliğin önemini görmek mümkündür. kendisini kopyalamakta özellikle başarılı olan bir molekülün ortaya çıkmasını sağlayan mutasyon, daha hızlı bir rna'dan kaynakla­nabileceği gibi daha yavaş olanından da kaynaklanabilir. her ne ka­dar mantığa ters gelse de, uyum gücü daha yüksek bir popülasyona giden yol, mevcut popülasyon içinde bu güce daha az sahip bir kop­yalayıcı molekülden geçebilir. popülasyonun heterojenliği, sihrini göstermesi için evrime yeni olanaklar sunar: heterojen toplumlar homojen olanlardan daha etkin biçimde evrilirler.

    o halde mesaj açıktır: kendini kopyalayan varlıkların dünyasında kararlılığın özü bireylerde değil popülasyonlarda saklıdır. evrim bireylerin değil popülasyonların geçirdiği bir süreçtir. olayların evrimsel akışında birey çabucak geçip giden bir olay, yaşam çeşmesindeki kalımsız bir su damlacığıdır."

    kaynak
    1-eigen, m., & schuster, p. (1979). the hypercycle: a principle of natural self-organization. springer.
    2- pross, a. (2016). yaşam nedir? (r. gürdilek, çev.). metis yayınları. sf.131-134