1 entry daha
  • valla abicim meral akşener haksız.

    ama sorun haklılık-haksızlık değil bence. sorun altılı masa oluşumunun işleyiş biçiminde. bir yıla aşkın süredir toplanan bu masa, seçim tarihinin resmi olarak açıklanmasının beklendiği güne 8 gün kala oturup aday konuşmaya başlarsa bu olur. altı partinin ortak bir aday çıkarmasının uzun tartışmalar olmadan sonuçlanmasını beklememek ne kadar anlamlı ki? bu kadar aydır 12-13 toplantı yapılmış, adaylık için konuşulan üç kişinin ismi ilk aylardan beri belli. iyip'in kılıçdaroğlu'nun adaylığını tercih etmediği ise tam tarihleri hatırlamadığım için 2022 yılı yaz sonundan beri diyelim. o günlerden bu yana 5 aydır saatler süren toplantılar yapılıyor. bu konuya her toplantıda 1 saat ayırsalar yol almış olurlardı. ankette yaptırılırdı (eğer iyip'in isteği gerçekten bu ise), pazarlık da yapılırdı (ki pazarlık yapmak çok normaldir), uzlaşma da gerçekleşirdi. sorun bu masanın seçim stratejisini belirlemek yerine ahlak üzerine ahkam kesen mistik ulvi bir birliktelik gibi davranması. aylardır aday dürüst olsun üzerine uzlaşıp metin yazmak yerine tartışsalardı. kazanılmamış seçimin kazanılmamış hükümetine program yazıldığı kadar seçim stratejisi konuşulaydı o zaman.

    devamlı samimiyetini öven ve devlet için ciddiyet gerektiğini vurgulayan akşener'in haksızlığı da burada. 5 aydır samimi olup alıp karşına aynı masaya oturduğun insanları, açıklasaydın. taa gençlik yıllarımdan beri siyasetin içindeyim diyen, içişleri bakanlığı yapmış, şüphesiz ki tecrübeli bir siyasetçisin. mademki bu masa kişisel hırslara kurban gidiyor, bir yılı aşkın süredir görmedin mi bunu?

    merak akşener'in partisini merkez sağa çekmeye çalışırken partideki mhp'li ahaliye söz geçiremediği için bunun olduğunu düşünüyorum. çünkü hdp'siz seçim kazanılamayacağı gerçeğini kendilerine yediremiyorlar.

    meral akşener'in ekrem imamoğlu'nu bilerek istediğini düşünüyorum. çünkü geçiş döneminin faturasını ödemeye çalışırken yorulacak olan bu adayı, parlamenter sisteme geçildiğinde arzuladığı başbakanlık karşısında rakip olarak ekarte etme niyetinin olduğunu tahmin ediyorum.

    meral akşener'in ve iyip'in kazanacak aday söyleminin bir inançtan ya da yanılgıdan ya da pek sevilen tabirle kendi niyetlerinin izleğini takip etmek üzere algı operasyonundan ibaret olduğunu düşünüyorum. çünkü pek de güvenmediğim aylık anket sonuçlarına baktığımda bile iyip ve diğer partilerin arkasında durduğu bir adayın kazanmama ihtimalinin olduğunu düşünmüyorum. sen arkasında durursan kazanır kardeşim. karşındaki kemal kılıçdaroğlu, köy muhtarlığı azası değil.

    meral akşener'in bu çıkışı yaparak kendi güçsüzlüğünü de ortaya koyduğunu düşünüyorum. ben böyle yürek yemişlik yapacağım ama kendi partimden aday olsun diyebileceğim tek bir kişi yok dönüp başka partinin üyesi belediye başkanlarına aday ol diyorum. çıkıp deseydin ki pek sevdiğin o meşhur cümle ile: hodri meydan! ben başbakan olmak için feragat etmiştim hakkımdan ama artık bu feragatte bulunduğum masa yok, partimin doğal olarak adayı benim.

    meral akşener'in zamanlama konusunda hatalı olduğunu düşünüyorum. fikir beyan etme hakkı kadar fikir değiştirme hakkı da saklıdır. siyaset de başarılı manevralar mübahtır. siyaset yapmak da budur zaten. artık o masanın kurduğu siyaset sana uymayabilir. ama bugün mü?

    meral akşener'in kullandığı dilin yıkıcı olduğunu düşünüyorum. bu kabadayılıktan asla hoşlanmıyorum. döner masaya dersin ki arkadaşlar bu iş bana uymuyor. partimle görüştüm bu seçim bize uygun değil. biz yolumuza şu şu şu şekilde devam edeceğiz. bunu sizin çalışmanızı da yıkmayacak şekilde açıklayalım. en azından aylardır o masada ortak çalışmaya gönlü olmuş, her biri bir başka siyasi partinin liderine, bunca yazılan metnin ardında emeği olan parti yetkililerine, kalbi sıkışık aday kim diye bekleyip duran ve her bir yaptığınız şeyi takip eden umutlanan vatandaşa saygı bunu gerektirir.

    yaptığı ergenlik, küstüm oynamıyorumculuk, mızıkçılık ve bu minvalde daha bir sürü şey.

1 entry daha