• düşünür, yazar, hak savunucusu ve gazeteci olan nezihe muhiddin, bu topraklarda yaşamış en önemli siyasi figürlerdendir. feminist harekette elbette yeterince anılıyor olsa da yaygın olarak daha çok insan tarafından bilinmesi ve konuşulması gerektiğini düşündüğüm kişilerden biridir.

    osmanlı devletinde kadının sosyal yaşama aktif katılımı, cumhuriyet sonrasındaysa kadınların siyasal hakları için mücadele eden ve türkiye'de kadın hareketinin öncülerinden olan nezihe muhiddin türk kadın yolu dergisini ve henüz cumhuriyet halk fırkası bile kurulmadan önce, kadınlar halk fırkası'nı kurdu daha sonra bu parti türk kadınlar birliği adını alarak dernek statüsünde çalışmalarına devam etti.

    1908 yılında meşrutiyetin yeniden ilanıyla özgürlük rüzgarlarının tekrar esmesi sayesinde henüz 19-20 yaşlarında olan nezihe muhiddin ve arkadaşları da kendileri için sosyal ve siyasal yaşamda daha görünür bir yerin hayalini kuruyordu. 1900'lerin başında dünyada benzer hareketler canlanmaya başlamıştı, ingiltere ve amerika'da süfrajetler konuşuluyordu. bu dönemde osmanlı kadınlarının bu hareketine "nisaiyyun" (kadınlara ait) adı veriliyordu. tüm meslek alanlarında var olabilmek, üniversiteye gitmek, siyasal haklarını almak isteyen bu kadınlar yine bu dönemin sivil itaatsizlik havasını fırsat bilerek gündelik yaşamlarında da yalnız başına uzak yerlere yürümek gibi sıradanın dışında davranışları toplumsal hayatta alışılageldik kılmak için cesaret toplamıştı. eğitimli kadınlar canlanmış ve pek çok dernek kurmuş, dergilerde yazıp gazetelere makale göndermeye başlayarak eyleme geçmişlerdi. bu alanlarda aktif olmaya başlamak kadınlar için aynı zamanda kamusal alanda varlık göstermek için de bir başlangıçtı.

    bu çalışmalar sürerken nezihe muhiddin, kız idadi mektebinde fen bilimleri öğretmenliğine başladı, halide edip ve şükufe nihal gibi dönemin öncü kadınlarıyla orada tanıştı. savaştan önce çeşitli okullarda müdürlük yaptı ve savaş döneminde okulunu dikimevine dönüştürerek hastanede öğrencileri ile birlikte hastabakıcılık görevini üstlendi. çalışma hayatı dışında kendini kadın hakları çalışmaları ve edebiyata verdi. ilk romanı şebab-ı tebah (kaybolan gençlik) 1911 yılında yayımlandı. hayatı boyunca 20 roman ve öykü, makale, piyes ve benzeri sayısız eser kaleme aldı. 1913 yılında türk hanımları esirgeme derneği'nin kuruluşunda yer aldı ve aynı dönemde donanma cemiyeti'nin kadınlar şübesininde kurucularından oldu. toplumsal dayanışmaya yönelik faaliyetlerde bulunan bu kurumlarda çalışmalarını sürdürürken asıl hedefinin kadınların siyasal hakları olduğunu unutmadı ve sonrasında istanbul'un işgali ardından toplanan milli kongre'de delegeler arasındaydı.

    muhiddin, on üç kadın arkadaşıyla bir kadın komitesinin kurulmasını zaruri görmüş ve 15 haziran 1923 tarihinde darülfünun salonunda bir araya gelerek kadınlar halk fırkası adında bir parti kurmaya karar vermişti. dönemin basınında da yer alan parti programı, henüz sanayi devriminin sınıfsal çatışmaları ortaya çıkaracak biçimde gerçekleşmediği osmanlı devleti ve yeni cumhuriyette, bağımsızlık savaşı ruhuyla bir araya gelen toplumun birliktelik hissine zarar verecek her türlü yapılanmaya karşı bir düşünce akımı olarak nitelendirilebilecek önleyici mefkurecilik (mefkure ideal, ülkü anlamına gelmektedir) üzerine şekillenen bir ideolojik zemine sahipti. bu düşüncenin etkisi halkçılık ilkesinde de görülebilir. partinin kuruluşu sekiz ay sonra reddedildi, mevcut seçim kanuna göre kadınların siyasi temsilinin mümkün olmaması nedeniyle faaliyet izni alamadı.

    parti programından seçme ve seçilme hakları çıkarılarak nezihe muhiddin başkanlığında türk kadınlar birliği adında bir derneğe dönüştürüldü. derneğin amacı kadınları düşünsel ve sosyal alanlarda geliştirerek modern bir düzeye getirmekti. 1924'te yine muhiddin öncülüğünde kadınların kendi imkanlarıyla çıkarmaya başladığı kadın yolu dergisinde siyasal taleplerle ilgili çalışmalar sürdürüldü.

    1925 yılı geldiğinde henüz kadınlara siyasal haklar tanınmamış olmasına rağmen tbmm'de kadınların siyasal haklarını gündemleştirmek amacıyla dernek halide edip ve nezihe muhiddin'i milletvekilliği için aday gösterdi. adaylıkları cumhuriyet halk fırkası tarafından reddedildi. diğer yandan, dernek yine 1925 tarihli bir kararname ile kamuya yararlı dernekler arasında değerlendirildi.

    türk kadın birliği 1927 yılında kadınların başlangıç olarak belediye seçimlerine katılmasının da hararetle tartışıldığı hareketli bir kongre gerçekleştirdi. cumhuriyet halk fırkasından bir namzet gösterme ihtimali tartışıldı ve bu konu meclise de taşındı. aday gösterilmek istenen kenan bey tepkiyle karşılaşınca hem kendisi hem de türk kadınlar birliği adaylıktan vazgeçti ancak nezihe muhiddin kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması için mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini sert bir dille beyan etmişti. kongrenin ertesi günü heyet seçimlerinde ve idarede yolsuzluk yapıldığı iddiaları ortaya atıldı. aynı yılın temmuz ayında hükümet derneğin bir süre kapatılması ve nezihe muhiddinin yargılanması için işlemlere başladı. bu suçlamalardan sonra muhalifler önerge ile olağanüstü kongre topladı ve nezihe muhiddin'i ihraç etti. bu suçlamalara karşı çıksa da yoğun bir şekilde eleştirilen muhiddin de türk kadın birliği'nden vazgeçti. valiliğin sahtekarlık ve emniyeti suiistimal gerekçesiyle açtığı dava 1929 yılında af kanunu ile düştü. 1929 yılında gazi osmanpaşa erkek orta mektebinde fizik ve hayvanat dersleri veren muhiddin bir erkek ortaokuluna atanan ilk kadın öğretmen olarak buradan emekli oldu.

    1930 yılında belediye kanunu tartışılırken kadınların seçme ve seçilme hakkı tekrar gündeme geldi. nezihe muhiddin istanbul'da cumhuriyet halk fırkasına ilk kez kaydedilme şerefine erişmişti ancak müracaat tarzı uygun olmadığı için geçersiz sayıldı. serbest cumhuriyet fırkasına katıldıktan sonra suat derviş'le birlikte istanbul belediye seçimleri için sokak sokak gezerek fırka namzetleri lehine propaganda yaptı ve konferanslar verdi. scf'ye bağlı olduğu düşünülen kadın varlığı derneği için de suat derviş'le birlikte çalışmalar yürüttü.

    serbest cumhuriyet fırkası'nın kapatılmasından sonra istanbul halkevi neşriyat şubesinde idare komitesi azalığı yaptı. 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla 8 şubat 1935 yılında kadınların ilk kez katıldığı seçimde istanbul'dan bağımsız adaylığını koydu ancak bir sonuç elde edemedi.

    avrupalı kadın derneklerinin de dikkatini çeken türk kadın birliği uluslararası kadın derneğine üye olarak alındı. nezihe muhiddin türk kadın birliği başkanlığı sürecinde çeşitli ülkelerdeki kadın hareketleri ve bu hareketlerin bir araya gelmeye çalıştığı uluslararası örgütlerle de ilişkiler kurmuştu. nezihe muhiddin'in ihraç edilmesinden sonra göreve gelen latife bekir bu çalışmaları devam ettirdi ve geliştirdi. kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi üzerine bu sonuç uluslararası kamuoyunda da dikkat çekti ve 12. uluslararası kadınlar birliği kongresi, türk kadın birliği ile anlaşarak nisan ayındaki kongre'yi istanbul yıldız sarayında gerçekleştirdi. hedefine ulaştığını belirten türk kadın birliği mayıs ayında kendini feshetti. ancak 1949 yılında yeniden kuruldu.

    iki kez evlilik yapan nezihe muhiddin'in ilk eşi muhlis bey ve ikinci eşi memduh tepedelenligil'dir. ancak nezihe muhiddin hiçbir zaman bu soyadını kullanmadı. 10 şubat 1958'de istanbul'da bir akıl hastanesinde vefat etti ve zincirlikuyu mezarlığı'na defnedildi.

    gençlik yıllarından itibaren kadınların siyasal hakları için mücadele eden ve sayısız eser kaleme alan nezihe muhiddin aynı zamanda deli doluluğu, şen şakraklığı, yazılarında ve cevaplarındaki mizah ve inatçılığıyla şüphesiz ki türkiye'deki kadın hareketinin, bu topraklarda yaşayan kadınların türlü hallerini siyasal alana yansıtmasıyla en önemli öncülerinden biridir.

    kaynaklar:
    aslı davaz, eşitsiz kız kardeşlik: uluslararası ve ortadoğu kadın hareketleri, 1935 kongresi ve türk kadın birliği, iş bankası yayınları, 2014

    damlanur küçükyıldız gözelce, ataturkansiklopedisi.gov.tr,
    https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/nezihe-muhiddin-1889-1958/