1 entry daha
  • bu gün üzerinde düşündüğüm şeyleri yazmak için en uygun başlık. toparlayıp yazacak olursam:

    türkiyenin en büyük sorununun "tahammül sınırının" çok düşmüş/düşürülmüş olması olduğunu gözlemliyorum.
    bir sene önce yapmış olduğum istanbul ziyaretinde başımdan geçen basit bir olayla başlayayım. kalabalık olmayan bir mağzada 5 kişilik bir ödeme sırası ve bu kitleye hizmet veren bir kasa varken, dördüncü sıradaki abla çığlık çığlığa "kaç kişi bekliyor farkında mısınız? başka kasa açılamıyor mu? müdür nerde? müdürle görüşmek istiyorum !" diye çemkirmesi bana çok anlamsız gelmişti.

    beni rahatsız eden bu agresifliğin günlük hayatın her anında mevcut olduğunu farketmem çok uzun sürmedi. ekşi sözlükte açılan "troll" başlıklara sazan gibi dalıp küfür etmeler mi istersin, iktidardan kurtulmak isteyenlerin aday beğenmeyip bir birine giydirmesini mi istersin, takım taraftarlarının kolayca bir birine düşürülmesini mi istersin, diye milyon tane şeyi alt alta sıralayabilirim. (trafik, ev sahibi, komuşu, patron, eyt, sevgili/eş, dindar-dinsiz vs.)

    bu sinirli hallerle istenildiği gibi yönlendiriliyoruz. ingilizler bunu yıllar önce icat etmiş ve koca bir imparatorluk kurmuşlar. icat ettikleri yöntemin adı "böl ve yönet". bu buluşun üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen halen bölmek ve yönetmek stratejisi üzerimizde yarıyorsa, aydın, zeki, akıllı vb. sıfatlarının üzerimizde oturmadığını, aslında eğitim seviyemiz ne olursa olsun "tartışma kültürü" sahibi değil, "kavga kültürü" sahibi olduğumuzu alenen söyleyebilirim.

    mevcut iktidarın yaptığı algı yönetimi falan değil, halkı bölmek, ayırmak, farklılıkları tetiklemek ve bundan güzel sonuçlar elde etmek. bunun farkında olup da halen ateşe benzin döküyorsanız çok üzücü. deşarj olmak için yazıyorsanız o da üzücü. çünkü sistemin yakıtı sizin siniriniz.

    ekşide olsaydık, muhtemelen bu yazdıklarımdan sonra bana da giydiren çok olurdu, burada başıma ne geleceğini bilmiyorum. farklı düşünen veya farklı düşünmemi sağlayacak olan varsa konuyu seve seve "tartışma kültürü" dahilinde konuşmaya hazırım.

2 entry daha