m.ö. 515-460 arasında yaşadığı düşünülen, elea okulu'nun kurucusu olan, anti-heraklitçi olarak bilinen düşünür.
"parmenides, baştan itibaren herakleitos'un (bkz: herakleitos kimdir?) oluş ve hareket düşüncesini yıkmaya çalışır. o'na göre, eğer sürekli bir hareket ve oluş, halden hale bir geçiş varsa, o zaman bunun üstüne hiçbir şey söylenemez. ancak varlığı düşünülebilen şey hakkında bir şey söylenebilir. örneğin bir ırmağın sürekli oluş halinden söz ediliyorsa, bunun üstüne bir şey kurulamaz. ırmağın dün ırmak olmamasıyla, hali hazırda ırmak olması ve yarın ırmak olmayacak olması, ırmak kendisiyle özdeş düşünülmedikçe, tasarlanamaz. eğer ırmak, bir zamanlar aynı ırmak değildiyse, yoktu; yok olan şey üzerine de konuşulamaz. o halde var olanlar sürekli hareket halinde ve değişiyor değildir; şimdiki halleri içinde kavranabilirler.
parmenides bir adım daha atar. herakleitos'un iddia ettiği gibi sürekli bir oluş varsa, haller arasında bir boşluk olması gerekir. aynı örnek üzerinden ilerlenirse, ırmağın ırmaklığıyla ırmak olmamaklığı arasında ya da o ırmağa giren kişinin o ırmağa ikinci kez giren insanla aynı olmamaklığı ancak ikisi arasında bir boşluk varsa mümkündür. nesneler arasında boşluk olmadığına göre, o halde bütün dünya dönüşemez tek bir maddeden, tek bir bütünden oluşmuştur. o halde, varlık birdir, dönüşemez, tektir. o biricik, başı ve sonu olmayandır. fakat burada bir sorunla karşılaşır parmenides'in düşüncesi: doğa, parmenides'in tezlerini pek de destekler gibi görünmemektedir. doğada oluşum, çözülme, dağılma, yeniden oluşum gözlenmektedir. burada parmenides, daha sonra platon tarafından geliştirilecek olan doğru ya da gerçek (aletheia) ve sanı (doksa) kavramlarım çözümlemesine katar ve doğada gördüğümüz şeyin bir yanılsamadan ibaret olduğunu ilan eder. ona göre, örneğin var olan ateştir dediğimizde, var olanı oluşmuş bir şey olarak kabul etmek mantıksal olarak mümkün değildir. çünkü var olan ateş ne var olandan oluşabilir (çünkü kendisidir o) ne de var olmayandan (çünkü o zaten yoktur). bu durumda ateş var olamadığı gibi yok da olamaz, aksi halde var olmayana dönüşmesi beklenir; aynı şekilde herakleitos'un iddia ettiği gibi sonsuz da olamaz; çünkü sonsuzca oluş halinde olan şey tamamlanmamış, eksik şeydir. o halde, duyular insanı yanıltmakla sanıyı ger çek bilgi yerine geçirmektedir. gerçek ya da varlık ancak saf, soyut akıl aracılığıyla kavranabilir. böylece "düşünmekle var olmak bir ve aynı şey" haline gelmiş olur.
kaynak
ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf. 61-62
hoş: tümü
|
bugün
başlıkta ara