1 entry daha
  • aziz thomas aquinas'ın arkadaşları ona "ahraz öküz" diyorlardı.

    descartes daha 23'ünde yeni bir bilim keşfettiğini ve bir kitapta hepsini açıklayacağını ilan ediyor. 35'ine geldiğinde ise henüz ortada bir eser yok, arkasından celebris promissor deniyor. 40 yaşında o meşhur "aklın doğru kullanılması ve bilimde hakikati arama yöntemi üzerine söylev"'ini alelacele toparladığı notlarından oluşturuyor. kitabın ana metni önsöz neredeyse. burada da uzun uzun bu aşırı şahane bilgilere nasıl ulaştığını anlatıyor. matematiksel çıkarımları ise leibniz tarafından kolayca çürütülüyor. tabi meşhur düşünüyorum o halde varım veczine de uğramak gerekir. metnin orijinali şöyledir: "bırakalım bu kötü cin beni olabildiğince aldatsın, bir şey düşündüğüm sürece beni asla hiçbir şey olduğuma inandıramaz. böylece, her şey etraflıca düşündükten sonra şu sonuca vardım: her "ben varım" dediğimde ya da var olduğumu zihnimde tasavvur ettiğimde bu zorunlu olarak doğrudur." ee nerde kaldı cogito ergo sum? ingilizceye çevirenin tatlı katkısından başka bir şey değil aslında.

    hobbes'un eğlenceli tarafı ise hayatını çemberden kare çıkarmaya adaması. literally. uğraştığı şey bir çemberin alanna eşit bir kare çizebilmek. epey kendinden emin bir şekilde çözümünü yayınlayınca beklemediği bir şey oluyor, tüm teorileri dönemin ünlü matematikçisi tarafından ard arda çürütülüyor. bu rağmen ölene kadar iddialarından vazgeçmiyor. belki parlamentonun, onun insan yönetimi üzerine yazmasına yasak koymasına ek olarak; geometri üzerine de yazmasına engel koymalıydı, sırf kendini rezil etmesini engellemek için.

    spinoza'nın ise daha başka bir tuhaf huyu var. zihnini dinlendirmek istediği zaman örümcek dövüştürüyor. dövüştürecek yaratık bulamadığı zaman da bir sineği örümcek ağına atıp "bazen kahkahalarla" izlediği anlatılıyor. hakiki adı da baruch ben michael'dir. sonradan kendisi değiştiriyor ismini.

    kaynak
    cohen, m. (2019). felsefi masallar (2. bs). ayrıntı yayınları.

2 entry daha