• örneklerle başlayalım.
    1-hz. muhammed'i terörle bağlantılı gösteren karikatürler çizen charlie hebdo çalışanlarından 12 kişi öldürüldü. yani, insanlar sırf bir şeyler çizdikleri için öldürülür.

    2-gettysburg savaşı'nda birlik içinde flamayı taşıyan john eakin 3 kurşunla vurularak öldürüldü. sonrasında flamayı albay robert allen aldı. kısa süre içinde öldürüldü. sonra flamayı teğmen john lee devraldı. o da anında öldürüldü. çatışmanın sonunda bayrak er marshall sherman'ın elinde kalmıştı. yani insanlar sırf bir bez parçası yere düşmesin diye öldürülür.

    3- 2015 ortalarında ondokuz yaşındaki zihinsel engelli tavin price, los angeles'ta çeteciler tarafından rakip çetenin rengi olan kırmızı çorap giydiği için öldürüldü. yani, insanlar çorabının rengi yüzünden öldürülür.

    4- 1980'de kuzey irlanda maze hapishanesi'nde normal mahkum kostümü giyerek siyasi mahküm statüsünden çıkarıldıkları için açlık grevine gittiler. 53 gün sonra bir tanesi komaya girince talep kabul edildi. yani, insanlar bir renk farklı kıyafet giymek istedikleri için öldürülüyorlar.

    örnekler uzayabilir. türkiye'de yan yan baktığın için, evlenmeden seks yaptığın için, kocana iyi hizmetkar olamadığın için, rakip takım forması giydiğin için, başka bir siyasi fikri desteklediğin için, tatbikata gidiyoruz diyen komutanının emrine uyduğun için öldürülebilirsin. peki nedir bunların önemi? nedir bu sembolün bizde yarattığı "her şeye değer!" duygusu? gelin bunu öğrenelim.

    anlamamız gereken birinci nokta insana ait olan dil meselesi. hayvanlarda mesaj anlamın kendisidir. yani yırtıcı geliyor diye çığlık atıyorsan yırtıcı geliyor diye çığlık atıyorsundur. insanlarda ise bu durum yalana da elverişli olacak şekilde farklıdır. picasso'nun o meşhur diyaloğunu hatırlayın:
    - bay picasso bu ne biçim balık?
    + bay vasat o bir balık değil, resim.

    yani insanlar baktıkları şeyin baktıklarından farklı bir şey olduğunu anlama hatta bunu sanat aracılığıyla yaratma kapasitesine sahipler ancak ortalama insanda bu fark hala tam oturmamıştır. sapolsky'nin ağzından söylersek : "metaforik olanla gerçek olan arasında ayrım yapma ve o şeyin "sadece bir mecaz" olduğunu hatırlama konusunda aslında oldukça kötüyüz.

    daha iyi anlayabilmek beynimizin içinde bu metaforik iletişimle ilgili neler oluyor ona bakmamız gerekiyor. beynimizdeki frontal kortikal anterior singulat korteks, yani acc, acının anlamını değerlendirir. ayağınızı bir yere vurursanız da burası harekete geçer, bir gruptan dışlanırsanız da. yani duygusal acılar sadece metaforik değildir, gerçekten acıtır. aşk acısı gerçek bir şeydir. daha ötesi aslında anti-depresan hapı aldığınızda aldığını şey fiziksel bir ağrı karşısında içtiğiniz ağrı kesiciyle aynı mantıkta çalışıyor. bir eğlenceli bilgi daha, kıskanmak da aynı acı bölgesini harekete geçiriyor.

    insular korteks ile devam edelim. çürük bir eti ısırdığınızda burnunuzu buruşturur, üst dudağınızı kaldırır, gözlerinizi kısarsınız. aynı şey çirkin birini gördüğünüzde ve kardeşinizle seks yaptığınızı düşündüğünüzde de olur. yani başkasının adına utanç duymak, bir şeyi iğrenç olarak nitelemek ve gerçekten de o şey karşısında midenizin bulanması çok normal. bu ilişki iki yönlüdür. yani iğrenç bir şey yedikten sonra normal bir olaya daha iğrenmeye hazır bakarsınız aynı şekilde kendinizden gurur duyduğunuz bir eylemden sonra yediğiniz yemek daha lezzetli gelir(1,2). bir diğer örnek kötü bir kokunun olduğu ortamda hepimiz olduğumuzdan daha muhafazakar oluruz.(3) yani iğrenme ile ahlaki pozisyonumuz arasında doğrudan bir korelasyon var. paul rozin'den alıntı yapacak olursak: "iğrenme, etnik veya grup dışı bir işaretleme işlevi görür." bu noktada bir yorum olarak islamın yok olmamasının altında temizlik alışkanlığı olabilir mi konusunu da eklemek isterim. zira kirli-iğrenç-kötü kokan = öteki, temiz- sağlıklı- iyi kokan = biz diye ayıran beyinlerimiz(4) içinde açıkça "biz" olan islami tarafın temizlik konusunda batıya yukardan bakıyor olması - toplumdaki fransızlar ve parfüm meselesi örneğin- bunun kanıtlarından biri olabilir. allahın varlığı konusunda tartışmasız imanlı babannem almanya'dan döndükten sonra tüm almanya'nın köpek boku kokuyor olduğunu söylemişti. zira sokağa kakalarını yapan köpekler ve onu ince poşetlerle yerlerinden alan - ve almayan!- insanlar babannemde doğrudan iğrenme yaratmıştı. bu üstünlüğü nereden geliyor peki? temiz olduğu hissiyatından, islamdan. (bkz: islam ve temizlik) bu konunun detaylarını sonra burada konuşabiliriz. şimdi meseleye geri dönelim.

    beyin, iğrenme ve ahlak ilişkisinde şahane bir çalışma daha var. insanlara 2 gruba ayrılıyor. bir gruba yalan söylemeleri isteniyor. diğer gruba ise bir yalanı yazmaları. çıkışta iki grup üyelerine de temizlik malzemeleri sunuluyor. yalan söyleyenler daha çok ağızla ilgili temizlik malzemeleri alırken yalanı yazan grup daha çok el sabununa yöneliyor(6,7,8,9). yani açıkça yalanı fiziksel bir kir gibi taşıyor bedenimiz. şahane bir şey değil mi bu?

    bir diğer önemli bulgu temasla anlam arasındaki ilişki. araştırmalara göre daha ağır bir dosyada verilen cv'ler daha çok dikkate alınıyor, daha yumuşak parçalarla yapboz yapan insanlar daha sert parçalarla çalışanlara göre bir sonraki meseleyi daha yumuşakbaşlı bir şekilde değerlendiriyor, daha sert koltukta oturanlar daha yumuşak koltukta oturanlara göre insanları daha esnek ve yumuşak olarak algılamaya meyilli oluyorlar. eline sıcak bir şey tutuşturup konuşturduğunuz iki insan eline soğuk bir şey tutuşturup konuşturulan iki insana göre birbirlerini daha sempatik buluyor. soğuk el, soğuk duygu. yani, beyin gerçek duyu ile metaforik değerlendirmeyi ayırmada başarısız, bu sebeple de kolaylıkla manipüle edilebiliyor.

    bunun sebebi beynimizde ortaya çıkan bu soyutlama becerisinin çok yeni olması. milyonlarca yıllık bir evrimin üzerine böyle bir bilinç sprandel'i ortaya çıkınca beyin onun için ayrı bir şey geliştiremediği sürece onun bir diğer kısımla algılama eğilimi gösteriyor. yani birini yargılamak istiyorsanız beyninizin soyut düşünceyle ilgili kısımları ne kadar az gelişmişse temas ya da dışsal verilere o kadar çok yaslanacaksınız demektir. yani aslında semboller için ölüşümüzün temel sebebi beynimizin yeterince evrimleşmemiş olması. daha da derine gidersek aşırı pahalı olan von economo nöronları beynin düşünen yerinden ziyade hisseden tarafına yönelmiş durumda. bunu bilinçli olarak olması gereken noktaya doğru zorlamazsak basitçe savaşları asla bitiremeyebiliriz.

    (bkz: politik kutuplaşma evrimle ne oranda bağlantılı?)

    kaynaklar
    1-c. chan et al., "moral violations reduce oral consumption," j consumer psych 24 (2014): 381;
    2- k. j. eskine et al., "the bitter truth about morality: virtue, not vice, makes a bland beverage taste nice," plos one 7 (2012): e41159.
    3-e. j. horberg et al., "disgust and the moralization of purity," jpsp 97 (2009): 963.
    4-c. b. zhong and k. liljenquist, "washing away your sins: threatened morality and physical cleansing," sci 313 (2006): 1451;
    5- l. n. harkrider et al., "threats to moral ıdentity: testing the effects of ıncentives and consequences of one's actions on moral cleansing," ethics & behav 23 (2013): 133.
    6-m. schaefer et al., "dirty deeds and dirty bodies: embodiment of the macbeth effect ıs mapped topographically onto the somatosensory cortex," sci rep 5 (2015): 18051.
    7- c. denke et al., "lying and the subsequent desire for toothpaste: activity in the somatosensory cortex predicts embodiment of the moral-purity metaphor," cerebral cortex 26 (2016): 477.
    8- d. johnson et al., "does cleanliness ınfluence moral judgments? a direct replication of schnall, benton, and harvey (2008)," soc psych 45 (2014): 209;
    9- j. l. huang, "does cleanlines ınfluence moral judgments? response effort moderates the effect of cleanliness priming on moral judgments," front psych 5 (2014): 1276.