entry'ler (87) - sayfa 6

başlık listesine taşı
  • türkiye'de havacılık nasıl gelişti?

    dünyanını yoğunluğu hesaplayan adam henry cavendish, 1770'li yıllarda, hidrojeni keşfeden ve havadan daha hafif olduğunu anlayan ilk insandır. arkadaşı -magnezyum'un kaşifi- joseph black, bu gazın bir bir balona doldurularak balonun yükselmesini sağlayacağını anlar ve 200 sonra instagram'ın kapadokyadaki balon görselleriyle dolmasının önünü açar.

    montgolfier kardeşler'in (evet, öncü bir hava aracı yapmak için kardeşinizle beraber çalışmanız gerekir) inşa ettiği balon 1783 yılında ilk insanlı uçuşunu gerçekleştirir.

    türk havacılığı başlığındaki bir girdi olduğu için hakkında detaylı bilgi vermeyi sonraya sakladığım muhteşem bir havacı olan jean-pierre blanchard(manş denizini havadan geçen ilk insandır) avrupa'da gösteri uçuşları yaparken osmanlılar'ı da modern havacılıkla tanıştırır.

    polonya elçimiz ibrahim paşa 1789 yılında, varşova'da bir gösteri uçuşunda büyük bir cesaretle blanchard'ın balonuna bindiğinde 'uçan osmanlı(l'ottoman volant)' lakabını kazanıyordu.

    sonraki girdide wright kardeşler'in meşhur uçuşu sonrası havacılıktaki gelişmeleri ve osmanlı devleti'nin bu gelişmelere intibakını anlatmaya çalışacağım.

  • türkiye'de havacılık nasıl gelişti?

    modern zamanlardan önceki uçuş denemelerimize biraz daha bakalım.

    araştırmacı haşim albayrak bir makalesinde, hezarfen'den de önce, oflu uzun hasan molla'nın of çayı yamaçlarında uçmayı başardığı ve gericilerin 'şeytan' olduğunu öne sürerek molla'yı öldürdüğünü söylüyor. karadenizlilerin mucitliği ve gerici nüfusa rağmen ilerlemeye çalışması bugüne kıyasla çok değişmemiş.

    başka bir oflu medrese öğrencisi veli direko'nun 200 yıl önceden kalan hikayesi de şöyle:

    "dernek bucağının arşala köyünün ahtanos mahallesinde veli direko adlı bir hoca vardı.bu hocanın yani medrese talebesinin astronomi ile uğraştığı,şimşir ağacından saatler yaptığı bugün bile oralarda iddia edilmektedir.aynı köyün yakınında ahburun'da çok yakın arkadaşı derelioğullarından ali'nin oğlu ahmet hoca oturmaktadır. iki hoca iyi arkadaştır,sık sık buluşmakta ve ilmi çalışmalar yapmaktadırlar,f akat iki hocanın oturduğu yerler 4 km . mesafede dağlık ve engebeli arazi ile ayrılmıştır.veli hoca arkadaşına hep bu yoldan şikayet etmekte ,yorulduğundan bahsetmektedir. bir yaz; ahmet'le veli hoca yaylada kuşlar gibi uçmak için denemelere girişeceklerdir. karadenizden gelen martıları seyrettiler,bu arada vurdukları bir kartalın kanadını ,gövdesini ,kuyruk ölçüsünü,ağırlığını iyice tetkik ettiler ve neticede kösele, tahtalar ve yaylardan müteşekkil bir nevi kanat yaptılar. veli hoca kanadını sırtına geçirdi,400 m. aşağıda 2 km. mesafedeki ahburn'a doğru uçtu; fakat hedefini tutturamamakla beraber zorlukla 200 m. aşağıda bir yere indi.

    hocalar denemelerine devamla of deresini aşma tecrübelerini yaptılar ,fakat mahallin hükümet temsilcileri hocaların çalışmalarını durdurmuştur. hocalar epey sıkıntı çektiler.bugün ahmed direko hocanın hiçbir ahfadı yoktur,fakat yardımcısı ve arkadaşı ahmet hocanın 75 yaşında bir torunu hayattadır, bu rivayeti teyid etmektedir. civar halkı da olayı ihtiyarlarından duyduklarını söylemişlerdir."

    kuşların özgürlüğüne imrenen bütün erken havacılarımıza buradan selam gönderiyorum. umarım göklerde bir yerlerden bizi izliyor ve çelikten kanatlarımıza imrenerek gülümsüyorlardır.

    sonraki girdide modern havacılığa osmanlı devleti'nin adaptasyonundan bahsedeceğim.

    kaynak:
    kansu, y., şensöz, s., öztuna, y., & kaymaklı, h. (1971). havacılık tarihinde türkler. hava kuvvetleri basım ve neşriyat müd.

  • türkiye'de havacılık nasıl gelişti?

    1903 öncesi havacılık tarihimiz lağari hasan çelebi ile devam ediyorum.

    bu renkli karakteri de yalnızca evliya çelebi'nin tanıklığı sayesinde bilebiliyoruz. seyahatname'de şöyle tanıtılıyor:

    --spoiler--

    murad han'ın kaya sultan adlı bir kızı doğduğunda akika şenliği olduğu gece bu lağari hasan 50 okka baruttan yedi kollu bir fişeng icat edip sarayburnu'nda padişah huzurunda derya üzere fişeğe bindi. yardımcıları fişenglere ateş edip lağari: "padişahım seni hüda'ya ısmarladım. isa peygamber ile konuşmaya gideriz." diye göklere yükselirken dua edip allah'a hamdler ederek yanında olan fişenglere ateş ederek deniz yüzünü aydınlattı.

    gök kubbede büyük fişengin barutu kalmayıp yere inerken ellerinde olan kartal kanatlarını açıp sinanpaşa kası önünde denize düşüp yüzerek çıplak pardişah üzerinde yer öpüp, "padişahım isa peygamber padişahıma selam eyledi" diye şakalar etti. bunun üzerine bir kese altın ve 70 akçe ile sipahi zümresinden olup kırım'da selametgiray han'a gidip orada öldü. rahmetli yakın dostumuz idi. allah rahmet eylesin.

    --spoiler--

    bilindiği üzere; fatih'in eflak seferi'nde bile ilkel roketlerin kullanıldığı söylenmektedir. ancak insanlı bir uçuşu mümkün kılan bu denli bir gösteri gerçekten zamanının ötesinde. aktaran evliya çelebi olunca yine alaycı bir şüphe gülümsemesi oluşuyor bende, fakat hezarfen'in hikayesinden daha mümkün görüyorum.

    bir de bu zatın ankara türk hava kurumu müzesinde allahlık bir temsili vardır, aşağıya bırakalım.

  • !anarsist vs vecihi satranç maçı

  • !anarsist vs vecihi satranç maçı

    yarın 19:30'a erteledik.

    sonra tk2421 neden rötar yaptı?

  • !anarsist vs vecihi satranç maçı

    @anarsist online değil

  • !anarsist vs vecihi satranç maçı

    akşam 9 sonrası burada olacağım, davetinize icabet ediyorum.

  • türkiye'de havacılık nasıl gelişti?

    hezarfen ahmet çelebi, evliya çelebi'nin seyahatnamesinde bin hünerli, cemşid işli, çok becerikli ve aristo akıllı üstadlar kısmında bahsi geçen bir kişi.

    kendisi hakkında evliya çelebi'den başka bir kaynak yok. evliya çelebi'nin seyahatnamesinindeki olaylar fazlasıyla tartışmalı olduğundan, naklettiği olaya da şüpheyle yaklaşmak gerekir - ki birazdan yaklaşacağız-.

    çelebi, hezarfen'i şöyle anlatıyor: "ilk defa okmeydanı minberi üzere yıldız rüzgarı şiddetinde kartal kanatlarıyla sekiz, dokuz kere göklere kanat açarak talim etti. sonra sultan murad han, sarayburnu'nda sinanpaşa köşkünde seyr ederken galata kulesinin en tepesinden ahmed çelebi lodos rüzgarıyla uçup üsküdar'da doğancılar meydanı'na düşmüştür. sonra murad han bir kesee altın ihsan edip hezarfen ahmed çelebi'yi cezayir'e sürmüştür. orada öldü. murad han: 'her ne istese elinden gelir' diye ahmed çelebi'den pek korktuğundan sürmüştür."

    hikaye incelendiğinde, aerodinamik imkansızlıklar hemen göze çarpıyor. öncelikle galata kulesi'nin yüksekliği, üsküdar'a süzülmek için yeterli değil. çağdaş planörler havada 1:30 süzülme oranı ile giderler. yani 1 metre alçalarak kat ettikleri mesafe 30 metredir.

    35 rakımdaki galata kulesi'nin o dönemde de bugünkü yüksekliğe sahip olduğu düşünülürse, 100 metre yükseklikten -balkondan da değil, en tepeden- uçmaya başlamış olan hezarfen'in, 3250 metre uzağa süzülmesi imkansız görünüyor. çelebi'nin 'lodos' detayını da eklediği düşünülürse( yelken uçuşla irtifayı yeterince arttıracak bir lodos mu bu?) aerodinamik açıdan; çağdaş bir planörle bile bu uçuşun mümkün olamayacağı anlaşılıyor.

    bir sonraki girdide daha enteresan bir karakteri anlatacağım: lagari hasan çelebi.

    evliya çelebi, günümüz türkçesiyle evliya çelebi seyahatnamesi, 2013, yapı kredi yayınları, 1. cilt, s. 426-427.

  • !olmuşum helikopter

  • satranç

    chess fever diye bir şey var. bana da arada gelir, romantik ekolün oyunlarını izler biraz chess.com'dan oyun oynarım. bu oyun enteresan bir şey, bazen gerçekten sanatkarane oynanabiliyor.

  • türkiye'de havacılık nasıl gelişti?

    siracettin doğulu bizans kralı manuel komnenos'un 2. kılıçarslan onuruna düzenlediği atmeydanı'ndaki şölende karşımıza çıkıyor. biz 'doğulu' diyoruz ancak bizans tarihçileri 'sirakino' diyorlar. bu 'doğulu' anlamına kullanılabileceği gibi 'sarazen' anlamında da kullanılabilir. bu yüzden etnik tartışmaya girmeden daha fazla kaynağın taranmasında fayda var.

    olaya gelelim: 1159 yılında anılan şölen sürerken siracettin dikilitaş'a çıkar, alıştıkları gibi bir cambaz göreceği umuduyla gözlerini dikilitaş'a çeviren kalabalığın heyecanlı bakışları sürerken siracettin paraşüt benzeri bir aracı vücuduna giyer ve kendini havaya bırakır. ancak paraşüt vücut ağırlığını taşıyamaz veya yırtılır ve siracettin maalesef yere çakılarak hayatını kaybeder.

    birçok kaynakta 'hava şehidi' olarak anılan bu öncünün de gözlem ve deney gibi bilimsel ilkeleri gözetmeyişi acı bir tecrübeye yol açmış, siracettin doğulu; kanla yazılan havacılık kurallarının ilk satırlarında yerini almıştır.


    aydın, k. (n.d.). türk büyükleri, pamiray yayınları, sayfa 73.
    iğrek, remzi(2019) fetih öncesi müslüman seyyahlara göre istanbul, istanbul üniversitesi, sayfa 52.

  • türkiye'de havacılık nasıl gelişti?

    havacılığın gelişimini kabaca iki kısıma ayırabiliriz: wright kardeşlerin 17 aralık 1903'teki meşhur uçuşu öncesi ve sonrası. daha önce de insanoğlu -kısa süre de olsa- havada durabilmenin/dolaşabilmenin çeşitli yollarını buldu (planör-balon vb.).

    fakat wright kardeşlerin deneyini önemli yapan, sabit kanatlı ve motorlu bir uçan aracın 3 eksende yönlendirilebilmesiydi. (1902 yılında 3 eksende yönlendirilebilen bir planörle uçmuşlardı)



    bu yönlendirilebilme sayesinde artık hava aracı, teknik kabiliyet ve yakıt sınırları hâla var olsa da, bu sınırları aşmaya daha yetenekliydi.

    wright kardeşler öncesi sabit kanatlı uçak denemeleri çok da geriye gitmiyor. örnek olarak, sapanla aynı prensibi kullanarak uçan alphonse penaud'nun 1871 yapımı uçağı veya buhar gücüyle çalışmaya çalışıp ancak 3-5 metre irtifa kazanabilen 1899 gustav albin weisskopf yapımı uçağı verebiliriz. (gustav hakkında çok türkçe kaynak yok, kendisi hakkında başka bir başlıkta detaylı bilgi vermeyi düşünüyorum.)

    fakat, motorsuz hava araçları hakkında elimizde azımsanamayacak kayıtlar var. bu denemeler ve icatlar bu yazının konusu değil, fakat bu denemelerin sahiplerinden bizim için önemli olan bir isim hakkında bilgi vermek isterim: hamidoğlu ismail, nam-ı diğer imam cevheri.

    otrar'da doğan bir kazak olan ismail, horasan-nişabur'a gelip burada dilbilim çalışmaları yapıyor. arapça sözlüğü 'vankulu lügatı' meşhur matbaacımız müteferrika'nın ilk bastığı eserdir aynı zamanda.

    1002 yılında yaptığı bir buluş sayesinde(maalesef teknik detay veya çizimler günümüze ulaşmamış) uçabileceğine kanaat getiriyor ve nişabur'da bir caminin tepesine çıkıp halkı etrafına topluyor, sesleniyor: "ey ahali, bu dünyada emsali görülmemiş bir eser keşfettim, gelecek insanlar için bir ilim tasavvuru nasip olmadı".

    ardından iki kanat sathına kollarını bağlıyor ve deneyine başlıyor. kanat satıhları maalesef imam cevheri'yi taşıyamamış, yere şiddetle çakılarak maalesef vefat etmiştir.

    günümüzde yaşasa belki de darwin ödüllerine layık görülecek bu kıymetli kişi, belki de günümüzdeki bilimsel metodun aşinası olsa, öncü bir alim olarak kayıtlara geçecekti.

    gelecek girdide başka bir talihsiz isimle devam edeceğim: doğulu siracettin.

    https://web.archive.org/...ige-ait-el-yazma-eserler/5018423
    https://web.archive.org/...d=354&cid=2518&spec=auth
    yalçın, o. (2017)türk hava gücü: kuruluşu, ilk seferleri ve yükselişi(1911-1950), iş bankası kültür yayınları, istanbul, sayfa 8.

« / 6