en beğenilenleri (38) - sayfa 2

başlık listesine taşı
  • türkiyeli

    azerbaycan türkiyelileri veya sibirya'daki yakut türkiyelileri de bu sınıfa girer sanırım.

  • atatürk'ün şiiri

    yazdığı söylenen ama güvendiğim bir kaynaktan doğrulayamadığım bir şiir vardır.

    gafil, hangi üç asır, hangi asır,
    tuna ezelden türk diyarıdır.
    bilinen tarih söylememiş bunu,
    kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
    dinleyin sesini doğan tarihin,
    aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
    yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
    asya'nın ortasında oğuz oğulları,
    avrupa' nın alpler' inde oğuz torunları,
    doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
    nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
    hep insanlar kendini bilseler,
    bilinir o zaman ki hep biriz.
    türk sadece bir milletin adı değil
    türk bütün adamların birliğidir.
    ey birbirine diş bileyen yığınlar!
    ey yığın yığın insan gafletleri!
    yırtılsın gökteki gafletten perde,
    hakikat nerede?

  • !kayınpederimin politik tercihleri

    kayınpederim erzurumlu bir ülkücüdür. benden utandığından olsa gerek bu seçimde erdoğan'a oy vereceğini açıkça söylemedi, yarım ağızla boş oy kullanacağını söyledi. ama milletvekili seçimlerinde mhp'ye oy vereceğini açıkça söyleyebildi.

    sürekli kılıçdaroğlu'na ve diğer muhaliflere söven bir adam, medyada irili-ufaklı ne dezenformatif bilgi varsa dillendirir, bu bilgiler hakkındaki görüşlerimin de pek azını dinler. 70 yaşında, hayatının çoğunu televizyon karşısında geçiren bir adama nirvana safsatasını anlatmak beyhudedir arkadaşlar. sabırla tekrar eder, hislerine seslenmeye çalışırsınız. vatan, millet, memleket sevgilerini kaşıyarak doğru tercihin bunları kötüleştiren kişi olmaması gerektiğini farklı cümleler ve değişik anlatımlarla aktarmaya çalışırsınız. yine de öğrenmez-öğrenemez.

    torunlarından ve onların geleceğinden, kızlarının özgürlüğünden ve haklarından bahsetmek de pek işe yaramaz. bunlar onun önceliği değildir. önceliği nedir? isterseniz beraber arayalım... uzun süre memleket sevgisinden ötürü saygı duyduğum kayınpederimin dilinde ve zihninde bayrak ve vatan güçlü imgeler şeklinde dururlar. bayrak kutsaldır, ülke bölünmezdir. bunlarda uzlaşıyoruz. peki hizbullah? hüda-par'ı listesine alan bir partiyle aynı ittifaka oy vermekteki vatan sevgisini nasıl açıklıyor kendine? el cevab: açıklamıyor. bunu sorunca konuyu muhalefet liderlerine -çok ustaca olmayan bir şekilde- getiriyor ve misâlen meral akşener'in sahnede "şart olsun" diyişini bir kadına nasıl yakıştıramadığından bahsediyor.

    politik sohbet bir anda babacan'ın ilkesizliğine geliyor. bunu destekleyecek hiçbir verisi yok. bir gün a haber buna kanıt olarak bir şeyler söylerse o da demeçlerine eklenecektir. sonra davutoğlu'nun suriye politikasına ve mülteci sorununa girişiliyor. mültecilerden hoşnut değil kayınpederim. bu yüzden akp iktidarı sürsün istiyor herhalde. akp iktidarı da en az onun kadar mültecilerden rahatsız diye düşünüyor olabilir.

    sabırla bu iktidarda emekliliği sırasında bile çalışmak zorunda oluşunu hatırlatıyorum. bunların sorumlusunun mevcut iktidar olup olmadığını soruyorum. ekonomik durumundan pek memnun değil gibi çünkü. eskiden hesabı ödemek için yarışırlarmış, şimdi dışarı çıkıp iki kadeh içmek bile mümkün değilmiş. evet, sorumlusu iktidarmış ama hdp de kılıçdaroğlu'na destek veriyormuş.

    peki depremde devlet kurumlarının hızlı çalışmaması, ordunun darbe korkusuyla sahaya çıkarılmaması yüzünden yitip giden insanlar? kendisi de 99 depreminde enkazdan sağ çıkmış olan kayınpederim için bu ölümlerin sorumlusu hükümet değil, kaderdir.

    milliyetçi duygulara bir daha sesleniyorum. sinan ateş? yazık değil mi çocuklarına, eşine, sevenlerine? zurnanın son deliğindeyiz. zira dava arkadaşlarından biri siyasi bir suikaste kurban gitti. umursamamak pek mümkün değil, değil mi?

    bunun cevabı enteresan. ankara-dikmen'de yaşayan aksakallılar isimli bir komite var. derin devletin büyük kısmı bunlarmış. habersiz kuş uçmaz, hiç düzenleme yapılmazmış. devlet aklı, devlet sırrı hep bu esrarlı heyetin elindeymiş. olay bildiğimiz gibi değilmiş. çok derinmiş, çok!

    insan bir numarayı bir defadan fazla yememelidir arkadaşlar. tamam, küçüktün ve sana dediler ki: "yanlış yapma. uslu ve itaatkar ol. her şeyi düzenleyen ve yürüten göremeyeceğin güçler var ve sözünü dinlemezsen kötü şeyler olur."

    70 yaşına geldiğinde de aynı hikayeyi rıza ve biat oluşturmak için anlatanlara aynı tepki verilir mi? velev ki böyle bir heyet var. çok derinden devletin ve milletin çıkarını gözetiyorlar.

    250.000 dolara vatandaşlık satmayı, başkana saray ve uçak filosu kullandırmayı, ekonominin -faiz kararlarıyla- enkaza çevrilmesini de bu üstün akıl mı tercih ediyor? yoksa, diyorum kendime, mehmet ali çelebi, sinan oğan gibi isimler de aynı hikayeye mi kanıyorlar? "olay bildiğiniz gibi değil" hikayesiyle yapılan her yanlışı halının altına süpürerek mi katılıyorlar iktidarın saflarına?

    kayınpederimle bu safhadan sonra politika konuşmuyorum. ona yararı olmayacak biliyorum. ben de alacağımı aldım. oy verme motivasyonunu anladım galiba. çok derin, bildiğim gibi değil.

  • destek

    bu sıralar milliyetçi camiada sık sık "biat" yerine kullanıldığını gözlemlediğim kelime.

  • ezel akay

  • cartagena

    ispanya'da bir şehir.

    bilindiği kentler de filmlere benzer. beğenilirse yenisi kurulur. eski adı olan chartago nova kartaca şehrinin yenisi olmakla beraber, kartaca yani carthago fenike dilinde zaten "yeni kent" anlamına geliyordu. böylece anlamı "yeni yeni kent" oluyor.

    ikinci yenicilere ilham vermiş midir bilemiyorum.

  • şapka

    erkeklerden daha çok kadınlara yakışan aksesuar.

    memurlara şapka giymeyi zorunlu kılan 'şapka iktisası hakkında kanun' 2004 yılında yürürlükten kaldırıldı. tek parti döneminin bu "medeni serpuş"u zorunlu kılmasına direnişler fazlasıyla sert bir kuvvetle kırılmıştır.

    bu kanuna karşı çıkanların idamı nezdimde büyük bir kahraman olan mustafa kemal'in idaresinin yanlışlarından bir tanesidir. hatta şapka kullanımının teşvikini doğru bulsam da fesin kaldırılmasını da doğru bulmuyorum. çünkü kuzey afrika kökenli olsa da toplumumuzun neredeyse simgesi haline gelmiş, bizimle özdeşleşmiş bir başlıktı. (bkz: turks and caicos)

    tabii ki şapka düzenlemesiyle ne amaçlandığını da anlıyorum. medeni ülkelerle aynı giyim standartlarını yakalamak ve batıya şeklen ve fikren yaklaşmak. yine de haldır haldır uygulanan inkılapların -ne kadar gafil olursa olsunlar- acıttığı canların yüz yıl sonra bile ülkeye bir etkisi olacağı bilinmeliydi.

    gelelim şapkaya. kişiye uygun şapkanın giyimi tamamlayan harikulade bir aksesuar olduğunu düşünüyorum. ve akıllı bir adamın bir zamanlar söylediği gibi: 'insanın gerektiği zaman çıkarabileceği bir şapkası olmalı'

  • manastır

    günümüz kuzey makedonya ülkesinin üsküp'ten sonraki ikinci büyük şehri bitola'nın bizdeki adı.

    özgürlük hikayemizdeki sembolik önemi çok büyüktür. mustafa kemal ve önemli ittihatçılar(enver bey, resneli niyazi) buradaki askeri idadideki açık fikirli öğretmenlerin yetiştirdiği kişilerdir.

    yolunuz selanik' düştü de zamanınız varsa 1 saat yakınındaki bu kente muhakkak uğramanızı öneririm.

  • !ismet özel'e dair

    gençken şiirleri hep bir kadına okumak da gönlünü çelmek için ezberlerdim. hep aşıkane şiirler, hep sevginin anlatımları... melih cevdet, bedri rahmi, attila ilhan...

    ismet özel'i okurken iş değişti. dizelerindeki kavga ruhuma işledi. adamın bir derdi vardı, e benim de bir derdim vardı. demek ki bu memlekette sevdadan başka dertlerin de şiiri varmış.

    aradan yıllar geçti, biz büyüdük, ismet özel yaşlandı. en son birkaç yıl önce televizyonda gördüm. (bu sözlükte televizyon izleyen tek insan ben olabilirim)

    "müslüman terörist olmalıdır" gibilerinden bir konuşma yapıyordu. hey gidi zaman dedim kendime. ne olur benim aklımı ismet özel gibi alma. benim en radikal çıkışlarım "çengelköy salatalığı artık eskisi gibi kokmuyor" minvalinde olsun.

  • anayasa

    eleştirel, kapsayıcı aklı işleterek en büyük dikkatle yazılması gereken metinler.

    hangi devlet olursa olsun, egemen olduğu toprak parçası üzerinde anaysaya aykırı fiillerin işlenmemesini* temin etmekle mesuldür. bunu temin eden devlet kurumları (yargı-bürokrasi-kolluk kuvvetleri-denetleme mekanizmaları) kurmak, yaşatmak, amacına uygun bir şekilde güçlendirmekle anayasa, onu ortaya çıkaran iradenin amacına ulaşmasını sağlar.

    demokratik toplumlarda bu iradenin, anayasadan etkilenecek insanlar(halk) iradesi olması idealdir. eğer bu gerçekleşir ve asgari müşterekte uzlaşan insanlar kendi hayatlarını sınırları dahilinde yaşayacakları anayasayı bir toplum sözleşmesi şekliyle benimserler ve devlet kurumları aracılığıyla uygularlarsa, o devlet sınırları içinde halkın egemenliğinden söz edilebilir.

    ne yazık ki işlerin ters gittiği dönemlerde bile ülkemizdeki en büyük tartışmalar politikacıların daha önce izledikleri siyasalar, politik müttefikleri, kişisel inançları veya soyları hakkındadır.

    halbuki anayasanın çağa uygun ve mükemmele en yakın halinin hazırlanması ve uygulanması, büyük değişim vaatlerinin ve gündemin en başında olmalıdır.

  • ismet özel

    kendi şiirlerini çok güzel okuyan her güzel övgüye mazhar şair.

    başka şairin şiirini okuyuşu: vatan şarkısı*

  • cuma gecesi

    bazı insanlar için perşembe akşam namazından sonraki zaman dilimine verilen isim.

  • hiram abas

    1990 yılında bir süikast sonucu ölen türk istihbaratçı.

    mülkiyedeki öğrencilik yıllarında lakabı boksördür. asıl ismini ise süleyman tapınağının mimarı olan hiram ustadan yani "dul kadının oğlundan" alır.

    hakkında soner yalçın'ın bir zamanlar çok popüler olan "bay pipo" isimli bir kitap vardır. fakat soner yalçın'ın araştırmacılığına veya dürüstlüğüne ne kadar güvenilebilirse, kitabı da o kadar güvenerek okumak gerekir.

  • persona non grata

    uluslararası ilişkiler literatüründe "istenmeyen adam" için kullanılan latince söz öbeği.

    viyana konvansiyonu'na göre herhangi bir devlet, herhangi bir diplomatı neden göstermeksizin "persona non grata" ilan edebilir.

    istihbarat faaliyetlerinde bulunduğu anlaşılan diplomatlar bu yolla ülkeden uzaklaştırılabilirler. aynı zamanda ilişkilerinde gerginlik olan devletler memnuniyetsizlik gösterisi olarak da bu yolu izleyebilirler.

  • kabadayı ceketi

    ceketten çok pelerinle aynı işleve sahip nesne.

    kılıç taşınan zamanlarda pelerinle yapılabilecek üç şey var. sokak ortasında bir kavga varsa:

    1- kalkansız kişi, kılıç tutmayan eline sırtındaki pelerini eline dolayarak müstakbel darbenin vereceği zararı azaltabilir.

    2- pelerini sağa sola savurarak rakibin dikkatini dağıtabilir.

    3- pelerini geniş bir şekilde savurarak diğer elindeki kılıcı görünmeden saplayabilir.

    4- pelerini rakibin suratına doğru fırlatarak görüşünü engelleyebilir ve bu esnada hızlı bir saldırı yapabilir.

    bizim kabadayılarımız da omuzlarına attıkları ceketi, sayılan faydaları amacıyla kullanırlardı.

« / 3 »