entry'ler (384) - sayfa 18

başlık listesine taşı
  • yaşamaya dair

    kraliçe olivia colman'ın türkiye ve suriye'deki depremzedeler için londra royal albert hall'de düzenlenen gecede ingilizcesini okuduğu nazım hikmet şiiri:

    yaşamaya dair

    1
    yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
    bir sincap gibi mesela,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
    yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
    yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani o derecede, öylesine ki,
    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut kocaman gözlüklerin,
    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
    insanlar için ölebileceksin,
    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
    hem de en güzel en gerçek şeyin
    yaşamak olduğunu bildiğin halde.
    yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
    yaşamak yanı ağır bastığından.

    2
    diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
    yani, beyaz masadan,
    bir daha kalkmamak ihtimali de var.
    duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
    biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
    hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
    yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
    en son ajans haberlerini.
    diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
    diyelim ki, cephedeyiz.
    daha orda ilk hücumda, daha o gün
    yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
    tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
    fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
    belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
    diyelim ki hapisteyiz,
    yaşımız da elliye yakın,
    daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
    yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
    insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
    yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
    yani, nasıl ve nerede olursak olalım
    hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

    3
    bu dünya soğuyacak,
    yıldızların arasında bir yıldız,
    hem de en ufacıklarından,
    mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
    yani bu koskocaman dünyamız.
    bu dünya soğuyacak günün birinde,
    hatta bir buz yığını
    yahut ölü bir bulut gibi de değil,
    boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
    zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
    şimdiden çekilecek acısı bunun,
    duyulacak mahzunluğu şimdiden.
    böylesine sevilecek bu dünya
    "yaşadım" diyebilmen için...

  • yazarların kefil olduğu z kuşağı mensupları

  • de gustibus et coloribus non est disputandum

    "zevkler ve renkler tartışılmaz." anlamındaki cümle. "there's no accounting for taste."

  • o

    "malum kişi"ler için, hayatımızın orta yerinde duran insanlar için, aklımızı kaplayanlar için kullandığımız zamir. cinsiyetsiz oluşu da pek güzeldir. "the one" deriz zira ingiliççede.

  • daha güzel yaşamak parayla mı?

    #4267naçizane şu entriye cevap vereyim; bence mutluluk kesinlikle parayla mümkündür. :) benim savunduğum şey, herkes için mutluluk ve güzel yaşam tanımının aynı olmadığı. sizin için çok kıymetli olan 'yeni bir şey denemek' ya da sizin çok paralar biçtiğiniz nesneler ve tecrübeler bir başkası için hiç kıymetli olmayabilir. parayla almadığı bir şeyden aldığı haz sizinkinden çok daha büyük olabilir. kişiyi daha büyük haz aldığı şeydense "sofistike" olana yöneltemeyiz.

    ""daha güzel yaşamak" herhangi biri olmamakla mümkün olur. kendini belirlemekle, kabiliyetlerin elverdiğince istediğin insana kendini dönüştürmekle, herkesten başka özelliklere, fikirlere, yeteneklere sahip olmakla olur. " dediğinizde bu yalnız 'size göre' olandır.

    özetle diyorum ki: zevkler ve renkler tartışılmaz.
    (bkz: de gustibus et coloribus non est disputandum)
    sevgiler :)

  • daha güzel yaşamak parayla mı?

    kendi farkındalığını 'gerçeklik' addetmek çok tehlikeli bir davranış işte.
    tamam elimizdekilerle mutluluk yaratalım da mutluluğun çılbırda olduğuna kim karar veriyor?
    çankırılı dayıyı ikna etmekle lale yetiştirmek benim için eşit derecede zaman kaybı mesela. ikisiyle de ilgilenmiyorum.

  • daha güzel yaşamak parayla mı?

    mutluluğu ya da "güzel yaşam"ı nerede bulduğun neyi hangi sınırlar içinde denediğinden çok karakterinin yenilik ve deneyle ne kadar barışık olduğu ile ilgilidir. dolayısıyla cevabı çok kişisel olan bir soru bu.
    insanlara neyin iyi hissettirdiğine bağlı olarak güzel'in tanımı kişiden kişiye değişkenlik gösterir. daha güzel bir hayat kimileri için örneğin uyuşturucu ve kumarla geçen günler demektir ki bunlar için çok paraya ihtiyaç vardır, evet. kimileri içinse bu tarz bir hayatın hiçbir (ama hiçbir) çekici tarafı yoktur.
    ayrıca (bkz: comfort zone nedir?)

  • !erkeklerden kadınlara sorular

    bir kadını anlamaktan fersah fersah uzak sorular. :)

  • !kitap okuma alışkanlığı

    alışkanlığı sekteye uğrayanlar, sosyal medya vb gibi dikkat dağıtıcı unsurlardan etkilenenler ya da çabuk sıkılanlar için bir diğer önerim tercihen biri kurgu diğeri kurgu dışı iki kitabı aynı anda okumaları. böylece birinin verdiği zihin yorgunluğunu diğeri ile dinlendiriyor ya da birinden sıkıldığınız anda zaman öldüren bir aktiviteye sarmak yerine diğer kitaba geçerek okuma aktivitesini sürdürebiliyorsunuz.

  • wishful thinking

    bir olayın gerçekleşmesini (ya da gerçekleşmemesini) mantık, bilim ya da kanıta değil "öyle temenni edilmesine" dayandırmaktır. mantıksal safsatadan çok bilişsel önyargı olarak değerlendirilir.
    britannica dictionary'deki tanımı şu şekilde: "gerçekleşmesi muhtemel ya da mümkün olmayan şeyin dahi istendiği takdirde gerçekleşebileceğine olan inanç ya da bu yöndeki düşünce."

  • karma

    sanskritçe'de "yapmak, eylemek" anlamlarına gelen kri fiilinden türemiş sözcüktür. kısaca; kişinin fiziksel veya zihinsel eylemlerinin karşılığını muhakkak bulacağı inancıdır.hinduizm, budizm ve jainizm'deki bu inanca göre kişi, bulunduğumuz hayatta ya da sonraki hayatında eylemlerinin sonuçlarından etkilenecektir. kültürümüzdeki "eden bulur" yahut "ne ekersen onu biçersin" deyişlerinin manasına karşılık geldiği söylenebilir.

    ayrıca 2001 çıkışlı nefis bir tarkan albümünün ismidir.

  • !gibi vecizleri

    "bir şey gerçekse onu söyleyebilmeliyiz." (s2 e8)

  • reading slump

    türkçe'ye "okuma tembelliği" olarak geçen kavram. düzenli okuma alışkanlığı olan insanların kitap okuma konusunda motivasyonlarını kaybettikleri, okurken dikkat dağınıklığı yaşadıkları, kitabın içine giremedikleri ya da sadece herhangi bir kitaba 'ellerinin gitmediği' durgunluk sürecidir.

  • !kitap okuma alışkanlığı

    meraklı bir iştahla okuma listesini takip eden yazarların zaman zaman yavaşlamaları bence çok büyük bir problem değildir. uzayan reading slump biraz kötü hissettirebilir.
    ben kitap okuma seansını, sevdiğiniz bir başka şeyle birleştirdiğiniz bir rutin oluşturmanızı tavsiye edebilirim. benim şahsen işimin olmadığı her sabahın ilk saatleri kahve-kitap saatleridir.

  • cuma gecesi

    haftanın en beklemeye değer, en özgür yeri.

« / 26 »