• 2000-2003 yılları arasında trt'de yayınlanan dizi. trt'nin henüz dincileşmediği bir dönemde "kızlı erkekli aynı evde" dizisi (her ne kadar cinsellikten uzak da olsa) normaldi.

    dizinin senaristi oya yüce'nin o sırada kurduğu küçük bir tiyatro grubuna bkm'nin önemli isimlerinden şebnem sönmez, olgun şimşek ve darülbedayi'nin ustalarından engin alkan'ı eklediği mütevazı ama yetenekli bir kadrosu vardı. dizinin yönetmen koltuğunda sadullah çelen oturuyordu.

    --spoiler--
    bir türlü çocukları olmayan zeliha yengeyle vahit amca, 7 numaralı evin sahipleridir. evlerini öğrencilere kiraya verir, kiracılara hep çocukları gibi bakarlar.

    bir gün, vahit amcanın yeğenleri istanbul'a üniversite okumaya gelirler. vahit amca o evde kardeşlerinin de payı olduğu için onları eve yerleştirmeye razı olur ama tam da o gün dört kıza evi kiralamıştır. böylece kendini geliştirmiş üç köylü erkekle hayatları büyük şehirde geçmiş dört kız aynı evde kalmak zorundadır. ilk günlerde sürekli birbirlerini kovmaya çalışan bu iki grup zaman içinde birbirine alışacak ve ortak yaşamı öğrenecektir...
    --spoiler--

    ayrıca bu dizi iki defa final yaptığı halde (ikinci final çok bilinir, tüm karakterlerin evin karşısında oturan bir teyzenin hayal ürünü olduğu açıklanmıştı) yoğun istek üzerine iki defa da yeniden başlamış, nihayet final minal yapmadan bitmiştir. bu açıdan da nadir bir örnek.

  • süper baba'daki gibi karakterlerini anlatmak istediğim ama gereksiz karakterlerden korktuğum diziydi, yeniden yazmaya başlayayım:

    --spoiler--
    vahit amca (engin alkan): evin sahibi. komşu köyden zeliha'yı kaçırarak göç ettikleri istanbul'da ailesinin gönderdiği parayla bir ev almış ve üniversitelilere kiraya vermeye başlamıştır. tatlı sert biridir, özellikle yeğenlerini terlikle dövdüğü olur ama genel olarak babacan bir adamdır, hiç çocukları olmadığı için onları evladı gibi görür. ayrıca çok oburdur, sarmaya ve mantıya bayılır.

    zeliha yenge (şebnem sönmez): vahit amcanın karısı. hiç çocuğu olmadığından evlat sevgisini yeğenlerine ve kiracılarına yöneltmiştir. çok hamarat bir ev hanımıdır, zaman içinde vahit amca onun açtığı mantıları satmaya başlar ve bir restoran açarlar. komik evhamlara sahiptir. ailesine torun verememenin kusurunu sessizce üstlenerek kocasını rencide etmek istememiş, vahit amca da "kusuruna rağmen" onu olgunlukla kabullenmiştir.
    --spoiler--

    yengenin "koçlar" diye hitap ettiği erkekler üç kişidir, üçüncü kişi sıkça değişmişken ilk ikisi (recep'le haydar) ilk bölümden son bölüme sabit kalmışlardır. bunlar vahit amcanın köyden gelen yeğenleridir. hayatları kasabada geçmiş olup büyük şehre ilk girişleridir. çizgili pijamayla oturur, soğanı ezerek kırar ve şiveyle konuşurlar.

    --spoiler--
    recep (volkan girgin): jeodezi mühendisliğini kazanır ama bu bölümün adına (bir de fotogrametrisi vardır ya neyse) hiçbir zaman dili dönmez, okulunun adını söyleyemez. cingöz geçinse de çok kurnaz değildir. pintilikte bir ekoldür, "müsrüflük" olarak gördüğü her şeye karşıdır, ama başkalarının çok basit bir cömertliğini bile "müsrüflük" olarak görebilir. ucuzcu market arayacağım diye boğazdaki arnavutköy'den çorlu'ya kadar gitmiştir. küçükken bir defa babasıyla istanbul'a gelip aksaray'da bir otele indikleri için aksaray'ı kafasında istanbul'un merkezi bellemiştir, tüm adres tariflerini "aksaray'a sırtını vermek" suretiyle yapar.

    haydar (okan selvi): boğaziçi matematiği kazanır. zekası dahilik seviyesindedir, hocalarının bile zorlandığı en karmaşık denklemleri şıp diye çözer. bu yüzden henüz lisans eğitimi bitmeden araştırma görevlisi kadrosuna geçirilmiş, maaşa bağlanmıştır. yurtdışı burs teklifleriniyse armağan'ı bırakmamak için reddetmiştir. aşırı gelişmiş matematik bilgisine rağmen bir yandan da saftır, konuşurken bazı şeyleri anlamayıp karagöz gibi ters yorumlarda bulunabilir.

    satılmış (ruhi sarı): istanbul'a iş aramaya gelmiştir, sürekli "akarı kokarı olmayan" temiz işler arar. her bulduğu işte başını belaya sokar. örneğin define ararken doğalgaz borusunu patlatmıştır. ayrıca çapkındır, asiye'yi evlenme vaadiyle istanbul'a getirmiş ama yengesi onu meryem'le sözlediği için alamamış, sonunda herkesi yüzüstü bırakıp kaçmıştır. 10. bölümden sonra diziden ayrılır.

    berat (aşkın şenol): zeliha yengenin yeğeni, "cücüğü". ilk bölümlerde beleşçi ve asalak biridir, sonradan elektrik çarpınca mucize eseri iyileşerek yardımsever birine döner. çok kurnazdır, başta zekasını ters işlerde kullanırken sonraki bölümlerde iş aramaya yönelir. eniştesine mantıcı dükkanı açar, sonra ikinci şubeyi açar, derken asiye'yle evlenir ve bir oğulları olur. pek fazla tutulmadığı için evde çok kalmayıp ayrı ev tutar ama 14. bölümden sonuna kadar dizide devam eder.

    sabit (olgun şimşek): recep'in abisi. birkaç filmde figüranlık ettikten sonra kendini aktör saymaya başlamıştır, "tarık arkın" sahne adıyla oynar, film afişlerine yüzünü yapıştırır. gerçekler arasında kendi hayallerinin içinde yaşayan, safça biridir. sesi güzeldir de, hemen her bölüm türkü söyler. sonradan seher diye bir kızla beraber olur, askere gitti diye diziden ayrılır. (22-56 arasında oynamıştı).
    --spoiler--

  • "piliçler" olarak anılan dört kız ise, yıldız teknik'te çevre mühendisliği birinci sınıf öğrencileridir. tamamı istanbul dışından ama büyük şehirlerden gelmiş, büyükşehir yaşam kültürüyle yetişmişlerdir. başta aynı evde kalmak zorunda oldukları bu üç çocuğu hiç sevememiş, her iki taraf birbirlerini evden kovmak için oyunlar yapmıştır, ama sonra bir ortak yaşam kültürü oluşturmayı öğrenirler.

    bir ilginç nokta da kızların dördünün de soyadları oyuncuların soyadlarıdır.
    --spoiler--
    armağan (tuba erdem): bursa pilici ve grubun lideri. küçük yaşta ebeveynlerini kaybettiği için abileri tarafından büyütülmüştür. halen onların gönderdiği paraya bakar ve sık sık abilerinin okuldan alıp evlendirme tehditleriyle burun buruna gelir. sıkıntılar onu disiplinli, kuralcı ve ciddi biri yapmıştır ama yeri geldiğinde espri yapmaktan çekinmez. duygularını belirtebildiği tek kişi, aşkını bölümler sonra itiraf ettiği haydar'dır.

    ayten (ayça mutlugil): ankara pilici. tek çocuk olmanın getirdiği avantajla çok şımartılarak büyümüştür, o yüzden köylüleri ve tüm çevresini "primitif" bulur. temizliğe pek az katılır, ev işlerinden hiç anlamaz, beceriksiz ve dağınıktır. ayrıca çapkındır da, sürekli bir flört değiştirir. zaman zaman halen görüştüğü flörtleri sayesinde ekibe yardım ettiği de olur. ayrıca recep'le kedi köpek gibi didişirler.

    rüya (nuray uslu): izmir pilici. sanat meraklısıdır, en ağlak yeşilçam filmlerini ağlaya ağlaya zevkle izler. şiirler yazar ama şiirlerini sadece çocuk dergilerinde yayımlatabilir. romantik, korkak ve sulugöz bir yapısı vardır, özellikle de cansu'nun şakalarından en çok mağdur olan kişidir. duygusal karakteriyle de koçlarla en çabuk kaynaşan kişi olmuştur.

    cansu (gülden güney): antalya pilici. grubun en minyonu ve en zekisidir. özellikle berat'la çok iyi anlaşır. bir oğlan çocuğu kadar yaramazdır, eşek şakalarına bayılır ve bu şakalarını özellikle de kız arkadaşlara yapmayı çok sever. bazı bölümlerse zincirleme şakaları yüzünden ev ahalisinin hastanelik olmalarına falan sebep olmuştur. çocukluk arkadaşı olan ilk sevgilisi mustafa'yı başka bir kadınla bastıktan bir süre sonra recep'in arkadaşı yusuf güdük'ün radarına girer ve olaylar gelişir.
    --spoiler--

  • diğer karakterlere gelirsek;

    --spoiler--
    asiye (özlem türkad): satılmış'ın köyden evlilik vaadiyle getirdiği kadın. dul ve dört çocuk anasıdır. satılmış gittikten sonra ortada kalması üzerine ona da zeliha yenge sahip çıkar, evlatlık olarak yanlarına alır. yaşça epey büyük olsa da koçlarla da piliçlerle de çok iyi anlaşır, zaman içinde berat'la evlenip ondan da bir oğlu olur.

    meryem (sedef pehlivanoğlu): zeliha yengenin komşusunun kızı. vahit amcaya borç karşılığında satılmış'la sözlendirilir. satılmış kaçınca babası dükkana el koymaya kalktığı için zeliha yenge onu bu kez de recep'le sözler. hamarat olmasına rağmen aşırı saftır, hele isim hafızası sıfırdır. sözlüsüne "ragıp, remzi, refik, regaip, reşit" gibi isimlerle hitap eder (ve her seferinde karıştırır).

    yusuf güdük (çağlar çorumlu): recep'in çocukluk arkadaşı. istanbul'a onu ziyarete gelir ve bu arada cansu'ya aşık olur, cansu başta epey inat etse de zaman içinde yusuf'u sever ve zoraki olarak sözlenirler. cansu'nun muzipliği recep'in pintiliği ve berat'ın iş zekâsının bir karışımıdır. zekasını ticari işlerde kullanmayı sever ve özellikle cansu ve arkadaşlarına karşı hep cömert olmuştur. herkese "aslanım" cansu'ya "gıralıçam" diye hitap eder.
    --spoiler--