• uluslararası literatürde "mob rule" diye geçiyor: "kitle egemenliği". nedense "oklokrasi" şeklinde türkçeleştirmeyi uygun görmüşler.

    2200 yıl önce polybius bu durumu tanımlayıp sakıncalarını bir bir anlatmış. (eskiden, klasik eserleri çevirip öğrenelim, hatta latince ve grekçe dersleri müfredata ekleyelim isteyen bir cumhuriyetimiz vardı. bu mümkün olsaydı belki bu kavrama bu kadar yabancı olmaz, üzerine belki bir defa olsun düşünmüş olurduk.)

    kitle egemenliği, esasen çoğunluğun egemenliği demek. yani demokrasinin temel iddiası olan halk egemenliği yerine, halkta çoğunluk olanın azınlığa da kendi istediklerini dayatması, fırsat buldukça onları sömürebilmesi demek. bu çoğunlukçu demokrasi, popülistler için bulunmaz bir nimet.

    demokrasiyi böyle kullanarak, özüne ihanet ederek azınlığa doğrultulmuş bir silah haline getirmek mümkün. halbuki çoğulcu demokrasi, azınlıkta da olsa, var olabilmeyi garanti altına alan, nüfusça az insanların bile sesini duyurabilmesini sağlayan bir sistem.

    bu yüzden demokrasinin şartlarından biri eğitim. başkalarının da kendisi kadar yaşama ve var olma hakkı olduğunu sindireceği bir eğitimi almış insanlar, seçimden ibaret olmayan bir demokrasi anlayışına da sahip olurlar. böylece, seçim dışındaki demokratik kurumların ve uygulamaların kendi özgürlüklerinin de teminatı olduğunu bilirler ve bu kurumları savunurlar.

    aksi olursa, yani demokratik bilinci taşımayan eğitimsiz kitleler oy verir ve yönetime şeklen demokratik 'milli irade'ye dayalı meşruiyetler bahşederlerse, çoğunluğu ele geçiren demagogların borusu öter.

    "gerçek azınlık içindir" veczini de aklımızda bulundurarak ufak bir hikayenin kahramanı olmaya çalışalım:

    fikirleri, gerçeklerle sınandığı zaman beş para etmeyen, çağ dışı düşüncelerle ve muhafaza edilmemesi gereken köhne değerlerle yetişmiş bir insan olduğunuzu düşünün. cahilsiniz, çünkü aileniz ve okulunuzda geçtiğiniz tedrisat, ispatlanamayan ve yanlışlanamayan bilgileri, anlamasanız da tekrar ederek ve ettirerek size belletti.

    bellediğiniz bu bilgilerle insanlığa yapabileceğiniz hiçbir katkı yok. insanlığın ortaklaşa, binbir emekle oluşturduğu bilim ve sanata aşina değilsiniz ve kat etmeniz gereken yola başlamadan önce oturup, kişiliğini üzerine kurduğunuz kanaatlerin yanlış olduğunu anlamanız gerekiyor.

    yine de kurnaz ve harissiniz. büyük şeyler yapma hevesiniz ve güç istenciniz var. ne şans ki, sizinle aynı tedrisattan geçmiş, aynı değerlere sahip insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşıyorsunuz ve mevcut egemenler, yanlış üzerine yanlış yaparak halkı incitiyor ve onlar üzerinde baskı kuruyorlar.

    okulda öğrendiğiniz ahmakça şeylerin yanında, bunları mazur göstermek için ihtiyacınız olan bir sanatı da öğrendiniz: retorik. retorik gerekliydi, çünkü anlattığınız şeylerin saçma olduğunu kimsenin anlamaması için, bunları süslemeniz ve altın tepside sunabilmeniz önemli.

    her şey hazır. dinlemeye hazır ve sizi onlarla aynı gören bir kitleniz var. onlara hitap ederken duygularını harekete geçirmeyi biliyorsunuz. herhangi bir iktidar değişikliği, paranın ve gücün yeniden dağıtımını da getireceği için; bu müstakbel dağıtımın müstakbel paydaşları da sizi 'doğru at' olarak görüyor. sistem yozlaşmış ve yanlış, insanlar kurtarıcı bekliyorlar.

    sahne sizin.

    kaynak:
    polybius, waterfield, r., & mcging, b. (2010). the histories. oup oxford.