• argümanı karşı tarafın bir eylemi veya özelliğine çekerek reddetme. senkendinebakçılık, ikiyüzlülük. "appeal to hypocrisy"

    güzel dedem ölümünden birkaç yıl öncesine kadar günde 2 paket sigara içerdi. ben on beş yaşındayken sigaraya başladığımı fark etti ve beni karşısına oturtup o nafile aforizmayı söyledi.

    "sigara içme, zararlı"

    ah benim güzel dedim, ah benim canım dedem. sen benim idolüm değil misin? ben seni ağzında sigarayla bir sandalyeyi ters çevirip tek bacağında tek elinle amuda kalkarken görmedim mi? sen değil miydin olimpik havuzu tek nefeste baştan sona yüzebilen adam? sigara zararlıydı da balkonda rakı içerken sigara dumanını o kadar büyük keyifle yarısı batmış güneşin ışığına neden savurdun?

    "sen dediğimi yap, yaptığımı yapma"

    dedem haklıydı: sigara içmek sağlığa zararlıdır. dedemin atletik kabiliyetleri de, akrobatik hareketleri de bu gerçeği değiştirmez. ama nedense, telaşla sarıldığımız ilk argüman olan 'ama sen de içiyorsun' bize olduğundan daha makul geliyor.

    bunun sebebi bu argümanın gerçek olması. yani evet, dedem de sigara içiyordu. içiyordu ama kendi öğüdünü tutmuyor-tutamıyor olması öğüdünün yanlış olduğu anlamına gelmiyor. yani insan, davranışından bağımsız olarak belli gerçekleri kavramış olabilir.

    bu da çok normal. hangimiz istediğimiz gibi yaşayabiliyoruz ki?

    politika örneği:

    muharrem ince: chp milletvekili adaylarının içinde eski akp'li birçok isim var. bu isimlerden ötürü seçmen chp'ye oy vermemelidir.
    herhangi biri: sizin milletvekili adaylarınızda eski akp'liler var.