• onus probandi, 'ispat yükü - burden of proof' olarak çevrilen bir konsept. çağdaş hukukta, suçlamayı yapanın ispat sorumluluğunun olması ilkesi gözetilir.

    bu ilke, bir tartışmada gözetilmediğinde de mantıksal bir safsata hâlini alır. yani; önermeyi ortaya koyanın, aksini ispatı etmenin karşı tarafın sorumluluğunda olduğunu iddia etmesiyle.

    özellikle ontolojik tartışmalarda sıklıkla karşımıza çıkar. sagan'ın 'garajımdaki ejder' örneği bu safsatayı açıklamaya yöneliktir.

    yalnız ve güzel ülkemizin hukuk ütopyasından bir örnek:

    kardak krizinde çok önemli bir rol oynayarak krizi askeri bir başarı ile bertaraf etmemizi sağlayan; sat komandosu ali türkşen, balyoz davası kapsamında tutuklanır ve darbe planlamak suçu ile mahkemede savunma yapması beklenir.

    darbe planlamasının yapıldığı(word-excel?) dosyayı mahkemeye kanıt olarak sunan savcıya, ali türkşen; dalış kayıtları ile yanıt verir. zira dosyanın kaydedildiği tarihte ali türkşen dalıştadır ve denizin bilmem kaç metre derinindedir.

    buna rağmen kanıtı yeterli görülmez ve tutukluluğunun devamına karar verilir.

    ---

    evrensel hukuk ilkeleri'nin gözetilmesine dair bir ittifakımız olmadığından, bu tür kötü niyetli yargılamaların dün değerli bir komutana, bugün sana ve yarın bana zarar vermesi çok olası.

    bu olasılıkların bertarafı için de, mümkün olan en küçük yaştan itibaren sistematik bir şekilde değerler eğitimini öneriyorum. eylül'de başlasak otuz yılda fezada zeybek oynarız gibi geliyor.