• antik yunan'da eğitim ikiye ayrılıyordu.

    trivium adı verilen söze ilişkin sanatlar: gramer, mantık ve retorik.
    ve quadrivium: aritmetik, geometri, müzik ve astronomi

    (bkz: yedi özgür sanat)

    romalılar da hem pragmatik bir medeniyet oldukları için hem de roma krallığı sonrası politik iklimleri bunu gerektirdiği için bu eğitimin retorik kısmına oldukça eğildiler . diğer sanatlar retorik kadar itibar görmedi çünkü toplumu etkilemenin ve sosyal-ekonomik güç kazanmanın yolu iyi hitabetten ve iknadan geçiyordu.

    büyük zaferler kazanmış romalı kumandanların başarıları, iyi hatipler tarafından kendilerine mal edilebiliyor, topluma büyük fayda sağlayan insanların yaptığı işlerin iyi olup olmadığı halka hatipler tarafından anlatıldığı için acta non verba düsturu tam olarak işlemiyordu. tıpkı bugün olduğu gibi.

    retorik kısaca ikna etme sanatıdır ve bu tanım üzerinde pek ihtilaf yoktur. ikna etmeye yönelik araçların ne olduklarını ve ne zaman ne düzeyde kullanılmaları gerektiğini araştırır. bir konuşmanın beş aşaması vardır.

    inventio(buluş) : ilkelerin en önemlisi, diğer ilkeler bu buluşun üzerine inşa edilecektir. kısaca, argüman bulma süreci.

    dispositio(düzen) : argümanların en etkili halde sunulmak üzere sıralanması.

    elocutio (biçim): argümanların nasıl sunulacağının kararlaştırılması.

    memoria (ezber): konuşmanın ezberlenmesi.

    pronuntiatio (konuşma): konuşmanın kendisi. konuşma yapılırken kullanılacak ses tonu, beden dili.

    bu ayaklardan herhangi birinin aksaması durumunda ikna çabası nafile olabilir. görüldüğü gibi şimdilik, ikna edilecek kişiler denkleme alınmadı. ama hitabetin asıl öğelerinden birinin hitap edilen kişiler olduğu o zamanlarda da biliniyordu. bu yüzden yukarıdaki aşamaların her birinde kime hitap edildiğinin gözetildiğini aklımızdan çıkarmayalım. "pathos" kısmında tekrar döneceğiz.

    bir retorik metnin üç ana niteliği vardır ve bu üç sacayağı üzerinde yükselecek metin için her birinde ayrı stratejilere ihtiyaç duyulur.

    ethos: konuşmacının karakteri/ahlakı. sıklıkla konuşmanın başında bu nitelik öne çıkarılır.
    örnek:
    "ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben"

    pathos: dinleyicide uyandırılacak hisler. duygudaşlık yaratarak dinleyiciyi konuşmacıyla aynı zemine çekmek amaçlanır.
    örnek:
    "beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber yürüdük yağan yağmurda."

    logos: meselenin kendisi. ikna için kullanılacak kanıtlar, veriler, göndermeler. konuşmacı artık hislere değil akla hitap etmektedir.

    ***

    hayatımız boyunca her gün kullandığımız dilin ikna etme özelliği en az 4000 yıldır inceleniyor ve daha etkili kullanılmaya çalışılıyor. gerçeği ve özgürlüğü arayanlar için retorik sanatını nasıl kullanacağını bilmek faydalı. daha da faydalısı bu sanatın kendine karşı kullanılıp kullanılmadığını anlayabilmek.

    kaynak:
    winterer, caroline (2002). the culture of classicism: ancient greece and rome in american ıntellectual life, 1780–1910. baltimore: johns hopkins university press.
    roberts, jimmy jack mcbee (1972). the earliest semitic pantheon. johns hopkins university press.
    kennedy, g. a. (1994). a new history of classical rhetoric. princeton university press.