• tağut kelimesi sözlükte: 'haddi aşmak, azmak ve belirlenmiş sınırı geçmek' gibi anlamlara gelen 'tuğyan' mastarından türetilmiştir. dolayısıyla haddi aşan, azgınlaşan veya belirlenmiş sınırı geçen her şeye sözlük olarak 'tağut' denir. mesela, dolu bir bardağa ilave edilip taşan suya, kendisi için belirlenen son nokta olan bardağın ağzını aştığı için sözlükte 'tağut' denilebilir. zira bu durumda su, bardağın son noktasında durmamış, dışarı taşmak suretiyle kendi sınırını aşmıştır.

    tağut kelimesinin kur'an-ı kerim'de geçmesi hasebiyle, kur'an'ın ilk talebeleri olan sahabeler ve onlardan sonra gelen islam âlimleri, bununla allah'ın neyi murat ettiğini anlamak için birçok uğraşı vermişler ve bu kelime hakkında birçok tanım yapmışlarıdır. onlardan kimileri bu kelimeyle kast edilenin yeryüzünde işlenen tüm şirkin, küfrün ve tuğyanın asıl sorumlusu olduğu için 'şeytan' olduğunu söylerken, kimileri de bununla kast edilenin, genelde insanların tarih boyunca allah'ın dışında ibadet ettikleri varlıklar olan 'putlar' olduğunu söylemişlerdir. bazıları bununla kast edilenin, hakkı gizleyerek batılı insanlara süslü gösteren 'sihirbazlar' olduğunu söylerken, bazıları da gaybı ve insanların idrakinin dışındaki birtakım işleri bildiğini iddia ettiklerinden ötürü 'kâhinler' olduğunu ifade etmiştir. bazı âlimler ise bunu, kendisine yapılan ibadete rıza göstermesi şartıyla 'allah'ın dışında ibadet edilen her varlık' olarak tanımlamışlardır.

    bunun gibi bazı farklı tanımlar da yapılmıştır. ama muhakkik islam âlimlerinin belirttiğine göre, en geniş ve en kapsamlı tanımı imam ibni kayyım rahimehullah yapmıştır. o, 'i'lâmu'l muvakki'în' adlı eserinde tağutu tanımlarken şöyle der:

    'tağut, kulun kendisi sebebiyle haddini aştığı; ibadet edilen, tabi olunan veya itaat edilen her şeydir. her kavmin tağutu, allah ve rasûlü dışında kendisinin hükmüne başvurdukları, allah'ı bırakıp ibadet ettikleri, basiretsizce allah'ın dışında tabi oldukları veya allah'a itaat olduğunu bilmedikleri şeylerde itaat ettikleri kimselerdir. işte bunlar dünyadaki tağutlardır. şimdi sen, bu tağutları ve bunlar karşısında insanların durumlarını düşündüğünde, insanların çoğunluğunun allah'a kulluktan tağuta kulluğa, allah ve rasûlü'nün hükümlerine başvurmaktan tağutun hükümlerine başvurmaya, allah'a itaat ve rasûlü'ne tabi olmaktan tağuta itaat ve tabi olmaya yöneldiklerini görürsün.'

    ibni kayyım'ın rahimehullah yaptığı bu tanıma göre,

    a. allah'ın dışında ibadet edilen tüm varlıklar,

    b. allah'ın razı olmadığı şeylerde ve rıza göstermeyeceği şekilde kendisine tabi olunmasını isteyen tüm varlıklar,

    c. allah'ın izin vermediği şeylerde kendisine itaat edilmesini isteyen tüm varlıklar, hep tağut kapsamına girmektedir.tıktık

1 entry daha