• mevsim geçişleri olurdu eskiden, eskiden dediğim de bir-iki yıl önce, ağaçların çiçek açtığını farkederdik, böceklerin uyandığını da tenimizdeki karıncalanmalarla hissederdik.
    şimdiki gibi aniden ısınmazdı havalar, yavaş yavaş, ılık ılık ısınırdı havalar.
    ama en çok da hormonlarımızdan anlardık mevsim geçişini.
    parklarda hatta sokaklarda el ele tutuşanları görürdük, şanslıysak öpüşenleri, bize komik geldiği için sevinirdik ama aslında onlar - "o basit sevgililer"- özgürlüğün son temsilcileriydiler.
    başka bir şeyden de anlardık baharı: kedilerden, inanır mısınız eskiden kedilerimiz "ahlaksızdı" artık onlarda yok sokaklarda, parklarda...
    kedimiz bile kendimiz gibi oldu artık, sokaklarda -iç güdülerini- doğalarını yaşayamaz oldular, ne kaldı ki artık, ne mevsim geçişi, ne öpüşen, el ele tutuşan sevgililer ne de kediler kaldı. ama bize en önemli(!) şey: "ahlak" kaldı. o da olmasa n'apardık?