• hükümetin değişmesine geri saydığım günlerdeyim. memleket iktisadi ve idari perişanlıkta, çocuk yolda, hayat zor.

    dilimi düşünüyorum, aynı dille konuşan güzel insanları düşünüyorum.

    bizim gibi, ruhu yaşamakla ve özgürlükte tutuşmuş; veya bir dönüm toprağı, üç keçisiyle sâkin-sükût, arada bir göğe bakıp geniş nefesler alıp yaşamayı, mahsülü ve arada bir neşeyi yeterli bulan insanlarımızı düşünüyorum.

    kendileri için mümkün olmayan, kaderimizi belirleme kudretini bize bahşetmek için mermi üzerine yürümüş gencecik ceddimi düşünüyorum.

    "allah" için mi çıkıyorlardı "saldır" emriyle siperlerden? yoksa, "vatan" için mi? sahi; vatan nedir?

    uğruna öldükleri şeyse vatan, vatan benim. ben de buradan gider, dilimi -kendim biraz daha konuşsam da- çocuklarıma terk ettirirsem, niye onca cefası bu adamların? cephelerde malarya, düşmanla gırtlaklaşmak, haddinden fazla erkeklik yirmi yaşında.

    niye? savaşa kahrolarak yolladığı oğlunun yasını tutarken, yine de askere çorap ören güzel yüzlü annelerin fedakarlığı...

    ne hürriyet, ne memleket bedava. ne dilimiz bedava, ne de soluğumuz. eskidendi kelle fiyatına hürriyet, şimdi devalüasyon oldu, bir 'rey'e eşitlendi.

    vatan bizim. kör olası cahillerin, aklı peşkeş, bitten ufak-çukurdan alçak biatçıların değil. vatan ittihatçıların. itaatçıların değil.

    o zaman ittihada: birleşmeye! herkesin, herkesin kendi olmasına herkesin müsaade ettiği günleri beraber kurmak için birleşmeye.

    hem, artık o kadar pahalı da değil. adam başı bir türk reyi.

1 entry daha