" 'avant-garde' teriminin kökeninin askeri vokabulere ait olduğu iyi bi linir. bu terim, savaş meydanına öncü olarak giren birlikler için kullanılırdı ve geriden gelen birliklere güvenli yollar açmak, yeni cepheler oluşturmak, düşman tuzaklarını temizlemek ve bu amaçlar için ölümü göze almak, hatta gerekirse ölmek, yani kendi bireysel varlığını cephe gerisindeki yığınlar için feda etmek, askeri avant-garde'ın tanımlayıcı eylemleriydi.
terimin orijinal içerikleri, sanat alanında mecazî anlamda da olsa büyük ölçüde muhafaza edilmiştir. anahatlarıyla, geleneğin sanatına karşı yürütülen büyük modern mücadelede ön saflarda çarpışmak, sanatta yenilikler meydana getirmek, yeni estetik ideler yaratmak, geleceğin sanatçılarına geleneğin tüm yükünden kurtarılmış yeni bir sanatın ve estetiğin yolunu açmak, geleneksel kurumlaşmış sanatın yüksek zirvelerine tırmanabilme imkânından mahrum bırakılmış kitleleri kendilerini yurtlarında hissedecekleri yeni eserlerle tanıştırmak; ve bu uğurda, mecazî olarak, belki fiziksel varoluşunu değil ama, estetik varoluşunu veya sanatçı kimliğini tehlikeye atarak yaygın beğeninin onayıyla kendi idam hükmüne boyun eğmek; fakat bunu yaparken nihaî zaferin kendi lehine tecelli edeceğine yürekten sarsılmaz bir inanç beslemek, kendi zamanının değilse bile gelecek çağın ve kuşakların bu yeni sanatın veya sanat anlayışının damgasını taşıyacağının bilinciyle hareket etmek; kısaca bugün değilse bile yarın sanat ile hayatın zorla koparılmış bağının yeniden kurulabileceği yönündeki devrimci düşünceye tutkuyla sarılmak — işte tüm bunlar estetik bir avant-garde olmak için yerine getirilmesi gereken görevlerdir."
hünler, hakkı. (2011). estetik'in kısa tarihi: modern kültür ve sanat üzerine felsefi bir araştırma (m. m. zorbay, ed.). doğu batı yayınları. sf.431.
-
-
"[...] avant-gardistlerin burjuva toplumsal pratiği karşısında cisimleştirdikleri nefret, olumsuzlama ve red tutumlarının, toplumsal kimlik kaybının yolaçtığı kimlik bunalımı içerisindeki burjuva bireylerinin kendi kendilerinden memnun olmama halinin estetik olarak sanata yansıtılmış bir ifadesi olduğu kanısındayız."
hünler, hakkı. (2011). estetik'in kısa tarihi: modern kültür ve sanat üzerine felsefi bir araştırma (m. m. zorbay, ed.). doğu batı yayınları. sf.447. -
"kendisini avant-garde diye adlandıran kimse, bir ahmaktır... avant-garde bir hiçtir. "
luciano berio, çağdaş müzisyen, liberation, november 1983.
"avant-garsdismin politik ideolojik haklı çıkarım işlevi ve ihtiyacı büyük ölçüde önemini yitirmiştir. muhalif kültür resmi kültür haline gelmiştir ; "devrimci" estetik yenilikler kargaşası pazar tarafından düzene sokuluyor ve /veya büyük ölçüde devlet tarafından sübvanse ediliyor; gözüpeklik, kışkırtma ve kopuş istemi bayağı hale gelmiştir."
pierre michel menger, eleştirmen, esprit, march 1985.
"daima deney yapma adına deney yapan insanlar baş belalarıdır! yaptığınız hemen her şeyin deneysel olduğunu göstermeye çalışırsınız; bu kolay bir yoldur, eğer hiç kimsenin hoşuna gitmezse, kendinizi daima deneyin işlemediğini söyleyerek mazur gösterebilirsiniz... besteciler bugün yeni bir şeyler yapmaya çalışarak kendilerini adamakıllı eskitiyorlar... bizim durumumuzda yapılmış ve yapılmakta olanlara tepki göstermek çağdaş müzikte hoşa giden bir fikirdir, ama ya müziğin kendisi? işte onun hoşa gittiğini sanmıyorum. "
alain daniel, çağdaş müzisyen, restons simples, no.2, january 1986
"modern sanat olumsuzlama güçlerini kaybetmeye başlamıştır. artık bu sanatın olumsuzlamalan ritual tekrarlar haline gelmiştir; başkaldırı sadece bir usul ha line gelmiş; eleştiri retorik olmuş, kural-çiğneme resmiyete dönüşmüştür. olumsuzlama yaratıcı olmaktan kesilmiştir. sanatın sonunu yaşamakta olduğumuzu söylemiyorum. biz modem sanat idesinin sonunu yaşıyoruz.
octavio paz, point de convergence: du romantisme â l'avant-garde (yakınlaşma noktası: romantismden avant-garde'a) gallimard 1974, s.190
akt.hünler, hakkı. (2011). estetik'in kısa tarihi: modern kültür ve sanat üzerine felsefi bir araştırma (m. m. zorbay, ed.). doğu batı yayınları.sf.473