karşıtlık, zıtlık. örnek olarak:
"yeteneklerin gelişmesini gerçekleştirmek için doğanın kullandığı araç toplumdaki antagonizmdir; öyle ki; sonunda bu antagonizma yasaya uygun bir düzenin sebebi olur. burada antagonizm ile, insanların toplumdışı toplumsallığını (ungesellige geselligkeit), yani bir toplum olma eğilimlerini, ama bu eğilimin de toplumu hep parçalamayı tehdit eden sürekli bir dirençle bağlantısını anlıyorum"
ı. kant, dünya yurttaşlığı amacına yönelik evrensel bir tarih düşüncesi, çev. u. nutku, yazko felsefe yazıları, no:4, s.120
-
antagonizma
-
klüver-bucy sendromu nedir?
ikinci katman yapılarına zarar verdiğinizde ortaya çıkması muhtemel (bkz: üçlü beyin modeli )başta seksüel ve saldırgan davranışlar olmak üzere, anormal sosyal davranışlar sergilemek gibi belirtilere sahip nörolojik problem.
sapolsky, r. m. (2021). davranış: en iyi ve en kötü haliyle insan biyolojisi. pegasus yayınları, s.22 -
ceren avşar
"gelemem cezalıyım" adlı kitabı ototrof yayınlarından çıkmış yazar.
-
26.01.2023 babala tv abdüllatif şener yayını
dokuzuncu "denizlili dayı" sorusu
dayımız diyor ki;
(1): makama mevkiye önem vermeyip öleceğinizi asla unutmadığınız için teşekkürler.
(2): akp üyesiydim, kendime hiçbir şey istemedim ancak oğlum haksız yere 12 sene hapis cezasına çarptırıldı. sizden de net "siyasi olmayan cevap" istiyorum. ((bkz: siyasi olmayan yanıt talebi üzerine) fetö mağdurlarına yeniden yargılama hakkı tanıyacak mısınız?
(3): hdp ile neden açık açık konuşulmuyor?
el cevab(2): hükümet olağanüstü hal yetkilerine dayanarak tüm muhalifleri tasfiye etmiştir. konunun hukukun çerçevesi içinde çözülmesi gerekir. bu mağduriyetin önlenmesi için yargıtay gerekli adımları attı ancak hükümet kasti olarak mani oldu. (bkz: altı ibadet ortası ticaret üstü hıyanet) chp idaresinde bu sorunların hepsi çözülecektir.
el cevab(3): iktidar kürt sorununun çözmeye çalışmıyor, kim işine yarıyor kim yaramıyor ona bakıyor. iktidar kendisine muhalefet eden herkesi ya fetöcü ya pkk'lı sayıyor. siyasette üstüne iktidardaysanız böyle rastgele laflar söyleyemezsiniz. bunlar fay hatlarını derinleştirir. bu ülkenin başındaki en büyük sorun da insanları ayrıştıran bu hükükmettir.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
onuncu soru
soran konya gazetecilik öğrencisi.
soru 1: ücretli staj bulmakta zorlanıyormuş, gel işi öğren diyip bedavaya çalıştırmaya çalışıyorlarmış gencimizi. şener'e çözümlerini soruyor.
soru 2: konya'yı chp kaderine mi bıraktı? "hiç bayrağı yok" diyor. "hiç mi çalışma yapmayacaksınız?" diye soruyor.
cevap:
stajla ilgili mecliste ben çalışma yapacağım, soru önergeleri verip dile getireceğim.
cevap 2:
çalışıyoruz. örgütler çalışıyor. "ben de gidiyorum, herkesle selamlaşıyorum konya'da" diyor. "konya da eski konya değil" diyor.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on birinci soru
soru: fetö çok konuşuluyormuş ama başka cemaatler de var ve aktifler. nurcular diyormuş ki: "hükümet bizden adam istiyor"
"tarikatlar ile mücadele edecek misiniz?" diye soruyor.
cevap: cemaat ve tarikatlar her yerde varmış fakat türkiye'deki tarikatler yozlaşmış ve kadrolaşmış haldeymiş. asıl problem buymuş.
"tekke ve zaviyeler kapatılırken aslında örgütler kapatılmadı, sadece gayrimenkulleri kamulaştırıldı" diyor. "suç işleyenler cezalandırılmalı, politikada olmamalı, ticaret yapmamalılar" diyor.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on ikinci soru
soru: hdp'ye bakanlık vermeyi düşünüyor musunuz?
cevap: "hdp yasal bir partidir. mecliste şu an vekilleri var." diyor. "düşmanlaştırma yanlıştır, hukuka uygun bir devlet olmalı, herkese aynı hukuk uygulanmalı" diyor. bir ayetten örnekle "bir kavme, topluma düşmanlığınız sizi adaletsizliğe sevk etmesin" diyor. "barışın ve birliğin, geleceğe duyduğumuz umudun teminatı budur" diyor.
"bakanlığı da ben dağıtmıyorum ama herkesi kucaklamak zorundayız, herkes eşittir, siyaseti de buna göre yapmalıyız." beyanını verdi, güzel bir eşitlik ve hukuk devleti mesajı.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on üçüncü soru
soru: "inançsız insanlara sure ile cevap vermemelisiniz" diye soruya başladı.
şener'in cevabı: "inanan inanmayan herkese aynı muameleyi yapmalıyız" oldu. (alkış kıyamet)
sorunun devamında(soru henüz gelmedi): şener'i "davasını satmış olmakla" itham etti.
moderatör tarafından akışın sağ-salim devam etmesi için beyanı-sorusu sonraya erteletildi.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on dördüncü soru
soru 1: chp, canan kaftancıoğlu ve sezgin tanrıkulu gibi alenen pkk'yı destekleyen isimleri neden hala bünyesinde barındırıyor?
cevap: "pkk'yı sahiplenen kimse yok, türkiye'nin sorunu herkesi terörist ilan etmek, bir kesimi rencide etmek" diyor. "böyle nasıl birlik sağlayacağız?" diye retorik bir soru soruyor.
soru 2: kılışdar erdoğan'ı kurtarıyor, olmayan sorunları (başörtüsü, kürt sorunu gibi) neden gündeme getiriyor? sürekli kaybeden bir insan neden aday olsun?
sorunun devamında eski medya çalışanı bahar feyzan sazı aldı ve "hiçbir yerde medya çalışanları gündeme gelmedi" diye sitem etti. "neden başörtüsü gündemde biz değiliz?" diye sordu.
cevap: "başörtülü olmayanın sorunu da bizim, olanın da." "herkes eşit olmalıdır, biz bütün sorunlara eğiliyoruz ama başörtüsü çıkışı cımbızlanıyor" diye ekledi.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on beşinci soru
soru: 2018'de seçim ikinci tura kalmamasına rağmen "seçim ikinci tura kaldı" beyanı veren chp'liler hala görevlerine devam ediyorlar. ne düşünüyorsunuz?
soru2: asıl soru aday değil, seçmen olmalı. sandık güvenliği öncelikli olmalı. seçmen ve sandık ittifakı gündemde mi?
cevap 1:
"bazı açıklamalar oluyor, bazen doğru çıkmıyor. binali de yaptı" "binali bir de bunu yerel seçimde yaptı, genelde yanlış açıklama mazur görülebilir" diyor
cevap 2: "evet ittifak var, sandık görevlileri bir arada hareket edecekler."
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on altıncı soru
soru: twitter hesabı yokmuş, gündem yaratmak istediğinden sormuyormuş. 1.5 yaşında bir kızı varmış.
"kızımın geleceğini görmüyorum" herkes "yurtdışına gitmek istiyor", "alayına hakkımı helal etmiyorum" diyor.
"ekonomik olarak zor durumdayız, ekonomiyi nasıl düzelteceğinizi anlatın" diyor.
"tüketim toplumu olduk, tarım yapmıyoruz, ne yapacaksınız bu konuda?" diye soruyor
cevap: üzgünüm, işsizlik çok, sosyal güvence çok az, asgari ücretlimiz çok fazla, enflasyonda dünya lideriyiz.
bu tablo herkesi yoruyor ve bu durum dar gelirliye büyük bedeller ödetiyor.
"bunun sorumlusunu iyi tespit etmeliyiz, sorumlusu iktidardır. zira politikayı o belirler ve uygular" diyor.
soru devamında sorucunun yorumu: "muhalefet, iktidar olmak için değil, muhalefette kalmak için uğraşıyor, yapmayın, etmeyin."
yoruma cevap: "sihirli bir değnek bekleniyor, izlenecek program bellidir: tarımsal ve sanayi üretimi, teknoloji üretimi desteklenecek" dedi. "üretim seferberliği ilan edilecek, teknoloji teşvik edilecek" dedi.
"mevcut iktidarın israfı ve peşkeşleri bitince de olumlu etkileneceğiz"i ima etti.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on yedinci soru
soru 1: osmanlı tarihi kitaplarınızda, ekonomiyi 'günü kurtarmak'la batırdıklarını savlıyorsunuz. akp'de iken aynı türde politikalar izlenirken neredeydiniz?
cevap: yanlış özelleştirmelere karşı parti içinde mücadele ediyordum.
soru 2: bu konuda dikkate alınmadınız mı? yabancı basına verdiğiniz bir demeçte "erdoğan ekonomiyi bilmiyordu, ben öğrettim" diyorsunuz. eğer siz öğrettiyseniz ve ekonomi bugün bu halde ise; chp'ye öğrettiğiniz ekonomi ile ne yapacağız acaba?
cevap: böyle bir cümlem yok. (videoyu aradılar, beyanı bulamadılar)
soru 3: akp'yi halk "çok danışmanlara sahip" diye eleştiriyor. fakat kılıçdaroğlu'nun da 70 küsür danışmanı var. yarın iktidarda olursa 700 danışmanı olur mu?
cevap: "bu danışman sayısını nereden buldunuz?" diye sordu. "danışman üzerinden başkan veya politika eleştirisini doğru bulmuyorum" diye ekledi.
--------------------------- ------------------------- -------------------- ---------------------- ------------------ -------
on sekizinci soru
soru: altılı masada eski akp'liler var ve akp'yi yargılayacağınızı söylüyorsunuz. bu yargılamalara siz, babacan ve davutoğlu da dahil olacak mı?
cevap: "benim alnım açık, yüzüm ak", "15 senedir sürekli olarak eleştiriyorum iktidarı, küçük bir açığımı görselerdi şimdi süründürürlerdi beni. çünkü sizin hakkınızı, milletin hakkını korumak için, ilke ve idealin ne olduğunu göstermek için bakanlık koltuğunu bıraktım."
masadaki diğer kişiler hakkında: " diğer arkadaşların suç unsuru yaratan bir eylemi olduğunu düşünmüyorum, eğer olsaydı hesap sorarlardı" -
!iqsözlük seçim tahminleri
chp 29
akp 28
iyip 18
hdp 11
mhp 4
diğer 10 -
düşen modu yakalama yöntemleri
elimiz yüzümü yıkıyorum ben. güzel bi şarkı, güzel bi banyo, üstümü başımı giyiniyorum. sağlam bi kahvaltıyla modumu yakalıyorum.
https://youtu.be/0PKsANa8kjk
tabii bu, vakit sabahsa uyguladığım rutin. eğer değilse, uzun bir yürüyüşle yapıyorum bunu. -
rakılı şiirler antolojisi
attila ilhan: salı sabaha karşı
salı sabaha karşı telefonla sıçradım
ay batıyor / aynalarda giyotin aydınlığı
gecenin bu saatinde beni kim arayabilir
dizimi uyku sersemi bir iskemleye çarptım
kıvılcımlar dizi dizi her yanıma dağılıyor
doktor sabiha desem yıllar var konuşmuyoruz
kanser diye duymuştum sol göğsünü almışlar
şu anda izmir'de midir ne yapıyor kimbilir
son defa hastahanenin avlusunda konuşmuştuk
steteskobu / beyaz gömleği / soğuk ecza kokusu
sesi dargın söyledikleri yorgun ve umutsuz
sakın mırç olmasın parmaklarıyla oynayan
yerli yersiz aramak onun marifetidir
olmayacak şeylerden birden heyecanlanıyor
radyodaki parazit / asansörün uğultusu
bütün gün korkusunu camlarda görmemek için
traş aynasında bırakır gözlerini sabahtan
o kadar yalnız ki yabancılarla selamlaşıyor
tek başına ne tartışmalar sokaklarda geceleyin
ben de tuhafım / nereden aklıma gelebilir
mırç çoktan ölmedi mi / genç sayılırdı doğrusu
içimdeki şehirlerde demek gizlice yaşıyor
ister misin aramak aysel'in aklına essin
plaj güzeli aysel'in / istanbul'da bir zamanlar
küstah sarışınlığını kristal bir zırh gibi
gururla taşırdı / dibinde şimdi rakı şişelerinin
her gece olay çıkarıyor / arkasından karakollar
tozlu ışıklarıyla karanlıkta bir gemidir
polisleriyle küfür kıyamet bana telefon ettiği
öksürükten boğularak / suratı bütün ter
nerde eski aysel / nerde jeanne d'arc güzelliği
içtiği için mi korkar korktuğu için mi içer
salı sabaha karşı telefonla sıçradım
ay batıyor / aynalarda giyotin aydınlığı
gecenin bu saatinde beni kim arayabilir
elektrik tozlarının iyice boğuklaştırdığı
ses bildiğim bir ses / kimindir çıkaramadım
' -ben suat'ım / sizi terminal'den arıyorum
iner inmez aradım / galiba izliyorlar
istanbul çok değişmiş / yalnızım çok yabancıyım
gidecek başka yerim yok / korkuyorum -
vita potior libertas
ingilizlere karşı hürriyet savaşı veren amerikalıların zamanında kullandığı, "hürriyet yaşamdan daha önemlidir, yukardadır" anlamına gelen latince deyiş.
-
filipinler
önce ferdinand magellan bulmuş bu adalar dizisini. onlara iki ad birden koymuş, batı ya da san lazaro takımadaları. batı ne alaka diyenler için benim tahminim kendisinin batı rotasından gelmiş olmasıdır.
daha sonra daha az bilinen bir kaşif ruy lopez de villalobos 1543'te seyahatini himayesinde gerçekleştirdiği ispanyol kralı ıı. philip (ihtiyatlı philip) onuruna adalara las islas filipinas adını vermiştir.
(bkz: philip the prudent) -
çakma entelektüel
entelektüel=aydın karşılığı bir sözcük. aydın olabilmek de öyle kolay bir şey değil.
bir de malumatfuruşluk var:
malumat=bilgi (arapça) + furuş=toplayan (farsça) --> malumat (bilgi) toplayan anlamında. ama tdk bu sözcüğe -çoğunluğa dayanarak- 'bilgiçlik taslayan' diyerek olumsuzluk içeren bir anlam uygun görmüş.
ben bunu desteklemiyorum. bence bilgiye ulaşmaya çalışmak ve onu yararlı bir şekilde kullanabilmek, desteklenmesi gereken bir çabadır.
'aydın'
aydın olabilmek zor iş, çok çok zor. gerçek bir aydının 'ben aydınım' diye ortalarda dolaşacağını hiç sanmıyorum. ve diyorum ki, malumatfuruşluk 'tu kaka'lanmamalı. benim düşünceme göre, malumatfuruşluk aydın olabilme yolunda bir çabadır.
çakma sözcüğü o kadar çakma ki, neyin önüne getirirseniz getirin, bir ucuzluk, bir amiyanelik katıyor işin içine. kimse çakma olduğunu, çakma işler yaptığını, yazdığını kabul etmez, edemez. kişinin kendini inkarıdır bu. kişi, bu yolda azıcık bir çaba bile gösterse, kendine 'entelektüel' diyemeyeceğinin de o kadar ayırdında olur - inancındayım-. -
!28 mayıs gecesi dinlenebilecek parçalar
-
margaret qualley
sex, lies, and videotape, groundhog day, four weddings and a funeral.......filmlerinin yıldızı andie macdowell'ın iki güzeller güzeli kızından küçük olanı. büyük olan (rainey qualley) 2012'de miss golden globe olarak seçilmiş.
netflix'de başladığım son dizinin baş kadın oyuncusu margaret. maid (hizmetçi) adlı bir mini dizi bu. şiddete meyilli kocasından küçük kızıyla kaçıp, ona bakabilmek için hizmetçilik yapan bir anneyi oynuyor. ve ben kızı makyajsız falan çok güzel buldum. annesi 'method acting' uygulayan bir oyuncu. kızı da bu mini dizide epey başarılı bana göre.
başı eski sevgilisiyle belada olan, ne idüğü belirsiz shia labeouf'la çıkıyormuş en son haberlere göre. kadınlardaki 'piç' erkek merakı gerçekten tarif edilemez. (meğer bir yıl öncenin haberiymiş, ayrılmışlar bile.) tarihin yanlış olduğunu öğrendiğim sayfayı buraya da taşıyayım, ikisini de yan yana görün. https://www.insider.com/...gations-fka-twigs-lawsuit-2021-1
ekleme: margaret'in shia labeouf'la oynadığı kısa film/şarkı klibi burada. (değil 'private' olmuş ne yazık ki. video hakkında ingilizce bir yazı buldum, o okunabilir.)-->https://thefilmstage.com/...ic-video-shot-by-natasha-braier/
bu kısa filmi izleyince kızın shia labeouf'a bir zamanlar gerçekten aşık olduğu da çok rahat anlaşılıyor. aşk insana neler yaptırıyor ve insan aşık olduğunda 'zamanı nasıl sonsuz ve sınırsız zannediyor'un ispatı da bu klip aynı zamanda.
'aşk'a ekleme: aşk var ve o kısacık zaman gerçekten sonsuz ve sınırsız. sonra, iki taraftan biri ya da ikisi, o sonsuzu sonluyor, sınırlarını çiziyor ve aşk bitiyor. -
sanat
arthur c. danto'ya göre "cisimleşmiş anlam"dır.
"bir şey bir anlam taşıyorsa -bir şey hakkındaysa- ve o anlam, eserin içinde cisimleştirilmişse ki, bu çoğu zaman anlamın sanat eserini maddesel olarak oluşturan nesne tarafından cisimleştirildiği anlamına gelir, o zaman o şey bir sanat eseridir. özetle, teorim, sanat eserlerinin cisimleştirilmiş anlamlar olduğudur."
danto, a. c. (2014). sanat nedir (z. baransel, çev.; birinci baskı: kasım 2014). sel yayıncılık. sf.145. -
anlam
anlamın tamamen kaybolduğunu kabul etmenin sadece biraz cesaret gerektirdiği bir zamanda yaşıyoruz. evren big bang ile başlamadı, sadece bir sonsuzluğun devamı olarak genişleyegeliyor (bkz: aeon). özgür irade yok. (bkz: determined a science of life without free will) (bkz: sapolsky & mitchell özgür irade münazarası)
yani nereden gelip nereye gittiğimizi bilmiyoruz. bir şeyler üzerinde karar verdiğimizi düşünmemiz sadece bir illüzyon. değil hayvanlarda ve bitkilerden, herhangi bir maddeden fazlası değiliz. bu durum okur yazar arkadaşları nasıl çıldırtmıyor anlamış değilim.
yukarıda saydığım bu iki durum beni özellikle felsefenin en zor sorusu olduğum düşündüğüm sorunun kapısına çıkarıyor her seferinde. (bkz: ee?) ee, ne yapalım yani? zamanında siyaset okumuş olmamla alakalı olarak belki, aklıma sadece yeryüzündeki zamanımızı olabilecek en keyifli şekilde geçirmenin yollarını aramak geliyor. siyasetle alakası da bunun tek yolunun siyaset olması. eğer hayatlarımızı belirleyen kuralların konuluşu üzerinde bir söz sahibi değilsek o kuralları kendi lehimize olacak şekilde de belirlemememiz mümkün değil. kuralları belirleyemiyorsak ve sapiens yavrukarının nasıl bir sosyal-fiziki zeminde yetişeceklerini belirleyemiyorsak insan hayatlarının keyifli bir şekilde gelip geçmesini de sağlayamayız.
bu meseleyi biraz açmak istiyorum. özgür iradenin olmaması hiçbir şey yapmamız gerektiği anlamına gelmiyor. sapolsky'nin de kitabında ortaya koyduğu temel argümanlardan biri bu zaten. daha önce bir şeyleri değiştirdik, tekrar değiştirebiliriz. belki de sadece bu fikrin ortaya çıkmış olması ve bir şekilde konuşuluyor olması bile kaçınılmaz olarak yaratacağımız yeryüzü cennetinin ilk işaret fişekleridir. ya da ben biraz fazla iyimserimdir.
özgür iradenin olmadığı bir dünya meselesine geri dönerse özgür iradenin olmaması demek aynı zamanda üzerinde mutabık kalacağımız bir "iyi"likle bezenmiş insanlar yaratabileceğimiz anlamına geliyor. yeterli gıda ve anne şefkati almış, pleistosen dönemin korkularından sıyrılmış bir ahlakla yetiştirilmiş, genetiğindeki hastalıklardan arındırılmış ve kendini değerli hissedeceği bir sosyal-fiziki çevrede yetişmiş sapiens nüfusu gerçekten de bizden önceki kuşakların cennet olarak hayal ettikleri bir yaşam şeklini yaşayabilirler. transhümanist gelişmeleri şimdilik hesaba bile katmadan sadece yapay zeka ve robotikteki ilerlemeler bile bize insanlığın isteyebileceği ve istemeyi akıl edemese bile faydasını görebileceği her şeyi ona sunmayı mümkün hale getiriyor. yapmamız gereken tek şey korkularımızı yenmek, yenemesek bile bir sonraki kuşakta tekrar ortaya çıkmalarını engelleyecek tedbirleri almak. bunun yegane yolu da maalesef siyaset. eğer ülkenizde insanlar kendilerinden tamamen bağımsız siyasal gelişmeler yüzünden bile çile çekiyorlarsa ya da düzeltilebilecek onca sorun sadece siyasal iktidarların kısa vadeli çıkarlarının temini sebebiyle görmezden geliniyorsa elinizde sadece bir kötü yönetim yoktur, aynı zamanda telafisi imkansız bir fırsat maliyeti vardır.
bu fırsat maliyeti -kaçınılmaz olarak- çevredeki sapiens nüfusunun tamamıyla birlikte bireyin de iyi yaşam şansının değerlendirilememesidir. toplum olarak genetiğe yapılacak yatırımlarla birlikte insanların daha sağlıklı doğması yönünde ilerlemek yerine doktorların kaçması yönünde kullanıyoruz siyasal tercihlerimizi. daha ferah ve güvenli mekanların inşası yerine ranta, daha geniş işbirlikleri yerine daha sert rekabete doğru ilerliyoruz. üstelik hepimize kesinlikle faydası dokunacak zihin seti değişikliğini sırf yeni bir setten korktuğumuz için her şeyden daha radikal şekilde reddediyoruz. (bkz: anlamak)
netice itibarıyla anlamın kaybolduğu bu çağda tek seferlik bir mucize olan yaşamlarımızı güzel geçirmenin yolları üzerine düşünmek ve bu yolları inşa etmek dışında bir seçeneğimiz yok gibi görünüyor bana. eğer inisiyatifi almazsak, inisiyatifi alanların vizyonları kadar yaşayacağız. -
antik yunan para birimleri
ufaktan büyüğe doğru
6 obolos = 1 drahmi
100 drahmi = 1 mina
6000 drahmi = 1 talent (atina standardı) 1()
bir drahmi 2022 kuruyla 5 dolar 43 senttir. buna paroslu evenos denen hoca ders başına 5 mina almaktadır. (2)
kaynak
1 wiki
2 sokrates'in savunması